https://isarder.org/index.php/isarder/issue/feed İşletme Araştırmaları Dergisi 2024-07-04T00:00:00+00:00 Yrd. Doç. Dr. Melih Topaloğlu editor@isarder.org Open Journal Systems İşletme Araştırmaları Dergisi’nin yayın kapsamında; Stratejik Yönetim ve Örgütsel Davranış, Pazarlama ve Girişimcilik, Muhasebe, Finansman, Bankacılık, Uluslararası İşletmecilik, İşletmecilikte Araştırma Yöntemleri çalışmaları yer almaktadır. https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2111 Pazar Rekabeti Bağlamında Yöneticilerin İnovasyon Anlayışının Toplam Kalite Yönetimi Uygulamalarıyla Ürün İnovasyonu Arasındaki İlişki 2024-07-01T09:04:39+00:00 Tahsin Çetin tahsincetin@mu.edu.tr Cengiz Duran cengiz.duran@dpu.edu.tr Mehmet Çolak cmehmet@mu.edu.tr Sema Behdioğlu sema.behdioglu@dpu.edu.tr <p>Amaç - Bu çalışmanın amacı, pazar rekabeti kapsamında yöneticilerin inovasyon anlayışıyla seçilmiş Toplam Kalite Yönetimi (TKY) uygulamalarının ürün kalitesine ve inovasyonuna olan ilişkilerin tespit edilmesi ve farklılığının ortaya konmasıdır. Yöntem – Mobilya sektöründeki işletmelerin TKY bağlamında inovasyon kalite durumlarını inceleyebilmek için mobilya sektörünün gelişmiş olduğu illerdeki orta kademe yöneticilerine yönelik literatüre bağlı bir model geliştirilmiş ve anket tekniği kullanılarak veriler elde edilmiştir. Basit tesadüfi yöntemle seçilen işletmelere yönelik olarak toplam 336 anket uygulaması yapılmış ve elde edilen veriler SPSS istatistik paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Bulgular - Yapılan analiz sonucunda, yöneticilerin inovasyon algısının teknoloji yönetimi/Ar-Ge değişkeni ile ürün kalitesi ve inovasyonuna etkisinin kıyaslama, müşteri odaklılık ve stratejik plan değişkenlerine göre daha anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Tartışma - Bu sonuçlardan yola çıkarak, mobilya sektöründe faaliyet gösteren orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) teknoloji yönetimi/Ar-Ge'ye yatırım yapması durumunda, pazarda rekabet edebileceği ve orta kademe mobilya yöneticilerinin inovasyon yapma konusunda sıkıntı yaşamayacağı önerilmektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2112 Çalışanların Kurumsal Sosyal Sorumluluk Algıları ve Örgütsel Bağlılık Boyutları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi 2024-07-01T09:10:56+00:00 Serhat Karanfil serhat__karanfil@hotmail.com Arzu Ekinci Demirelli arzu.demirelli@batman.edu.tr <p>Amaç – Araştırmada çalışanların kurumlarının sosyal sorumluluk faaliyetlerine yönelik algıları ile örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem – Bu amaçla çalışmanın yürütülmesi için Türkiye Petrolleri Anonim Şirketinin (T.P.A.O)’nun Batman Bölge Müdürlüğünde görev yapan çalışanlarla görüşülmüştür. Araştırmaya 143 beyaz yakalı çalışan gönüllü olarak katılmıştır. Öncelikle kurumsal sosyal sorumluluk ve örgütsel bağlılık ölçeklerinin örneklem ile uyumunu test etmek amacıyla doğrulayıcı faktör analizi (DFA) uygulanmıştır. Daha sonra testlerin güvenilirlik analizleri Cronbach’s Alpha analizi ile incelenmiştir. Kurumsal sosyal sorumluluğu oluşturan alt boyutlar ile örgütsel bağlılık boyutları arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla da Pearson korelasyon analizi yapılmıştır. Bulgular – Analizlerden ulaşılan sonuçlar dikkate alındığında; çalışanların kurumsal sosyal sorumluluğa ait ekonomik, yasal, etik, gönüllü sosyal sorumluluk boyutları ve genel algıları ile örgütsel bağlılığa ait duygusal, devam ve normatif bağlılık boyutları arasında, etik sorumluluk ve normatif bağlılık arasındaki ilişki hariç olmakla birlikte pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur. Çalışanların genel KSS algılarının artmasıyla örgütlerine olan bağlılıkların da artış olduğu görülmüştür. Tartışma – Kurumlar toplumun beklentilerinin sürekli değiştiği pazarlarda var olmak ve rakipleriyle rekabet edebilmek için kar elde etmek amacının yanı sıra toplumsal sorunlara karşı hassas olma ve çözümler arama yollarına girmişlerdir. Kurumlar sosyal sorumluluk faaliyetlerinde doğru işler yapmaları, yaptığı işlerde şeffaf olmaları ve en yakın paydaşı olan çalışanları tarafından gözlemlenebilmeleri önem arz etmektedir. Kurumların bu bağlamda yaptıkları faaliyetlerinin sadece toplum açısından değil çalışanlarının da takdirini toplayacağı ve kurumlarına olan bağlılıklarını arttıracağı düşünülmektedir. Buradan hareketle araştırmada kurumsal sosyal sorumluluğun ekonomik, yasal, etik ve gönüllü sosyal sorumluluk boyutları ve genel kurumsal sosyal sorumluluk algıları ile örgütsel bağlılığın duygusal, devam ve normatif bağlılık boyutları arasında ki ilişkiler incelenmiştir. Elde edilen bulgular ışığında işletmenin sosyal sorumluluk projelerini desteklemesi ve hatta sosyal sorumluluk projelerine çalışanlarını da dahil etmesi, çalışanlarında örgütleriyle ilgili olumlu görüşler doğuracak ve örgüte olan bağlılıklarını arttıracaktır.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2113 The Pursuit of Happyness (Umudunu Kaybetme) Filmi Üzerinden Pozitif Psikolojik Sermayeye İlişkin Bir Değerlendirme 2024-07-01T10:16:28+00:00 Adviye Aslı Denizli Polat asli.denizli@marmara.edu.tr Gönen İlkar Dündar gdundar@istanbul.edu.tr Gönen İlkar Dündar gdundar@istanbul.edu.tr <p>Amaç – Pozitif psikolojik sermaye, son yıllarda ilgili yazında sıklıkla araştırılan ve ilgi çeken bir kavramdır. Günümüz çalışma yaşamının rekabetçi ve zorlayıcı koşullarının yanı sıra, bu koşullara bağlı olarak kariyer kavramının doğasında meydana gelen değişiklikler, kavramın önemini daha belirgin kılmaktadır. Bu çalışmada, The Pursuit of Happyness (Umudunu Kaybetme) filmi üzerinden pozitif psikolojik sermayenin boyutları analiz edilmiştir. Analizin bulguları aracılığıyla, pozitif psikolojik sermayenin bireyin yaşamı ve kariyeri açısından önemine ışık tutmaya çalışılmıştır. Yöntem – Çalışmada nitel araştırma yöntemi izlenerek görsel doküman kapsamında film incelemesi gerçekleştirilmiştir. Araştırmacılar tarafından film, pozitif psikolojik sermaye bağlamında ele alınarak analiz için çerçeve oluşturulmuştur. Pozitif psikolojik sermayenin boyutları olan öz yeterlilik, umut, dayanıklılık ve iyimserlik araştırmanın tematik çerçevesi olarak belirlenmiştir. Bulgular, bu temalar doğrultusunda sınıflandırılarak yazınla ilişkilendirilmiştir. Bulgular – Çalışmada izlenen yöntem aracılığıyla pozitif psikolojik sermayenin görsel ve işitsel bağlamda örneklerle daha anlaşılır kılınması hedeflenmiştir. Filmdeki sahne ve diyaloglardan alıntılar yapılarak pozitif psikolojik sermayenin boyutlarına ilişkin bulgu ve değerlendirmelere yer verilmiştir. Pozitif psikolojik sermayenin film üzerinden ele alınması, konuya ilgi duyanların konuyu daha net biçimde değerlendirebilmelerine olanak tanımakta ve konu hakkındaki eğitimlerde bu filmin eğitim materyali olarak kullanılabileceğini göstermektedir. Tartışma – Filmin gerçek yaşam öyküsünden uyarlanmış olması, pozitif psikolojik sermayenin soyut ve somut yönlerini gerçek hayattan kesitlerle gözler önüne sermektedir. Bunun yanı sıra nicel araştırma yöntemleriyle vurgulanma olanağı yakalanamayan noktaların, sahne ve diyalog kesitleri aracılığıyla aktarılması sağlanmaktadır. Bu doğrultuda çalışmanın, pozitif psikolojik sermaye kavramı ile boyutlarının anlaşılması ve film üzerinden tartışılarak çok yönlü değerlendirilmesine katkı sunması umulmaktadır. Çalışmanın gelecekte konuya ilişkin gerçekleştirilecek araştırmalara ve film analizi çalışmalarına örnek teşkil edebileceği düşünülmektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2114 Reklamlarda Fantastik Anlatının Kullanılması: Nike’ın 2022 Dünya Kupası Reklamı Üzerinden Bir Çözümleme 2024-07-01T18:52:35+00:00 Deniz Julia Demiral juliademiral@gmail.com Erdem Akkan eakkan@mersin.edu.tr <p>Amaç – Dünya Kupası gibi spor aktivitelerinin reklam verenler için büyük bir fırsat olduğu göz önüne bulundurulduğunda bu çalışmada, 2022 yılında Katar’ın ev sahipliğinde düzenlenen 22. FIFA Dünya Kupası için Nike’ın hazırladığı “Nike FC Presents the Footballverse” reklam filminde fantastik anlatı ögelerin kullanımı araştırılmıştır. Yöntem – Fantastik ögelerin kullanımının araştırılması için çalışmada yöntem olarak göstergebilimsel çözümleme kullanılmıştır. Çalışmanın evreni spor pazarlaması kapsamında uluslararası bir spor müsabakası için yayınlanan reklam filmlerinden oluşmaktadır. Bu çalışma kapsamında ele alınan Nike markası da spor pazarlamasını yaygın olarak kullanmakta olup, 22. FIFA Dünya Kupası’nda 13 milli takımın forma sponsoru olmuştur. Bu sebeple çalışmanın örneklemini Nike’ın hazırladığı “Nike FC Presents the Footballverse” reklam filmi oluşturmuştur. Reklam filminin anlamlandırma analizi gösteren ve gösterilen kavramlarında Saussure ve Peirce bakış açısına bağlı kalarak aynı zamanda Barthes’ın reklam çözümlemesinde temel kavramlar olarak gördüğü düz anlam ve yan anlam bağlamında gerçekleştirilmiştir. Bulgular – Reklam filminin göstergebilimsel çözümlemesi sonrasında reklam filmi unsurlarının nasıl ve ne şekilde kullanıldığı ortaya konulmuş ve fantastik anlatı kullanıldığı görülmüştür. Fantastik anlatı ile oluşturulan düz anlam ve yan anlam unsurları betimlenmiş, zaman algısı ile yaratılan kuşaklar arası birlik açıklanmıştır. Tartışma – Belirlenen hedef kitleye marka mesajının iletilmesi amacıyla kurgulanan reklamlar, en yaygın kitle iletişim yayınlarından birisi olma özelliğini korumaya devam etmektedir. Günümüzde reklam filmlerinin kurgusu ve anlatısı ise tüketiciler için gitgide önem kazanmaktadır. Tüketicilerin ilgilerinin çekilmesi açısından fantastik anlatı, reklam filmlerinde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu kullanım, reklam veren markalara ve oluşan fırsatlara göre de şekillenmektedir. Uluslararası alanda spor pazarlaması olarak değerlendirildiğinde bu fırsatların başında Dünya Kupası, Avrupa Futbol Şampiyonası ve olimpiyatlar gelmektedir. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre günümüzde fantastik anlatı spor aktivite reklamlarında da kullanılmaktadır.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2115 Examining the Comments on Entertainment Services Provided within the Scope of Accommodation Businesses 2024-07-01T18:56:13+00:00 Ebru Barakazı ebrubarakazi@hotmail.com <p>Purpose – Accommodation businesses, one of the most important elements of the tourism sector, have increased their service diversity in recent years and offer services in areas such as hospitality, catering and entertainment. In line with the increasing demands in entertainment services, animation, night shows, concept parties and special recreational activities for various age groups are provided. However, there are limited studies on the return of customers who receive entertainment services. In this context, it is aimed to reach scientific findings on the subject by evaluating the comments about the entertainment services provided in accommodation establishments. Design/methodology/approach – In this context, the comments made on the TripAdvisor site of people who have received service in 5-star accommodation establishments in Antalya's Lara Region have been evaluated. Between May and July of 2023, customer complaints regarding entertainment services were examined. It consists of a total of 609 comments in 29 hotels in the Lara region of Antalya. Content analysis was applied to the comments for the specified entertainment services. NVivo 10 package program was used to analyze the comments obtained in this research. Findings – It was concluded that complaints such as noise, excessive insistence and limitation in entertainment activities came to the fore. In addition, it is observed that the responsible individuals in the accommodation establishments generally pass the situation by giving standard answers instead of resolving customer complaints. In light of the research findings, a total of seven thematic categories were identified: Animation (Land Sport, Kids Club), Contact with Tourist, Musical Activities, Night and Concept Show, Aquapark Facilities, Social Activities, and Entertainment Staff. Discussion – It is seen that the tourists who make comments through the TripAdvisor site for entertainment services generally provide positive feedback. However, as a result of planned and unscheduled management approaches, it was concluded that problems such as noise, prolonged waiting hours, rudeness and insufficient entertainment opportunities were also shared. Evaluations were made on the results of the relevant literature and the results of this research. At the study's end, the relevant stakeholders and scientists are given suggestions.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2116 Çeşitli Obsesif Kompulsif Belirtilerin, İş ve İlişki Doyumu İle Sosyo-Demografik Etkenler Bağlamında İncelenmesi 2024-07-01T18:58:16+00:00 Büşra İdik busraaslanidik@gmail.com Alper Karslı temelalperkarsli@gmail.com <p>Amaç – Bu çalışmada temel amaç, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) belirtilerinin, ilişki ve iş doyumu ile ilişkisini incelenmektir. İkinci amaç ise, çeşitli sosyo-demografik değişkenlerin, obsesif kompulsif belirtiler ile ilişki ve iş doyumu açısından farklılık gösterip göstermediği saptamaktır. Yöntem – Çalışmanın örneklemini 190 kadın ve 190 erkek olmak üzere yaşları 18-45 arasında değişen 380 katılımcı oluşturmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak Sosyodemografik Bilgi Formu, Maudsley Obsesif Kompulsif Soru Listesi, İlişki Doyumu Ölçeği ile Minnesota İş Doyum Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizi için SPSS 21 paket programı kullanılmıştır. Bulgular – OKB bulguları ile iş doyumu arasında anlamlı bir ilişki tespit edilememiş, ancak OKB belirtileri ile ilişki doyumu arasında negatif yönlü bir ilişki saptanmıştır. İş ve ilişki doyumu arasında anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişki mevcuttur. Sosyo-demografik bulgular açısından, yaş değişkeni, sadece OKB belirti skorlarına göre farklılık gösterirken, katılımcıların eğitim ve mesleki durumu ile hem OKB belirti düzeylerine hem de iş doyumuna göre bakımından farklılaşmaktadır. Ek olarak, profesyonel ve profesyonel olmayan meslek grubundakilerin, yarı profesyonel meslek grubundakilere göre iş doyum düzeyinin anlamlı ölçüde yüksektir. Tartışma – Bulgularımız genel anlamda iş doyumu ve yaşam doyumu arasındaki ilişkinin geçişken olduğunu göstermiştir. Böylece, iş doyumunun yaşam doyumunu arttırarak bireyin yaşamının belirli bir boyutundaki doyumun yaşamın diğer boyutlarına doğru da yayılacağını öne süren saçılma (spillover) modeli desteklenmiştir. Sosyo-demografik bulgular ise ilgili literatür kapsamında tartışılmıştır.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2117 Havacılık Sektöründe Örgütsel Sessizliğin Öncüllerinin İncelenmesi 2024-07-01T19:00:20+00:00 Selvi Vural selvi.vural@gumushane.edu.tr Mehmet Fatih Vural mehmetfatihvural@ardahan.edu.tr <p>Amaç – Çalışmanın amacı, havacılık sektöründe örgütsel sessizliğin öncüllerini belirlemektir. Buna bağlı olarak, havacılık sektöründe faaliyet gösteren havayolu, hava aracı bakımı, yer ve yolcu hizmetleri gibi çok sayıdaki işletmede ya da örgütte sessizliğe neden olan unsurlara yönelik önceden önlem alınması hedeflenmektedir. Yöntem- Araştırmada, veriler nitel yöntem aracılığıyla elde edilmiş ve çalışan düzeyindeki 30 katılımcı ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırmada tematik içerik analizinden yararlanılmış olup veri analizleri NVIVO yazılımı kullanılarak yapılmıştır. Bulgular- Elde edilen bulgulara göre; havacılık sektöründe en yaygın görülen sessizlik türü kabullenici sessizlik olup nispeten daha az ölçüde de olsa bilhassa kadın çalışanlar tarafından korumacı (prososyal) sessizlik davranışının sergilendiği görülmektedir. Araştırma bulguları sektörde sessizliğin büyük ölçüde örgütsel birtakım öncüllerden kaynaklı olduğunu fakat havacılık sektöründe bu nedenler arasında yöneticiye duyulan güvenin de yer aldığını göstermektedir. Öte yandan, az sayıdaki çalışanın sessizliği bireysel öncüllere dayanırken, kültürel nedenlerden ise güç mesafesinin yanı sıra havacılık sektöründe kollektif bir yaklaşımla hareket edilmesi nedeniyle toplulukçuluk kültürünün de örgütsel sessizliğin öncülleri arasında yer aldığı bulgusuna ulaşılmıştır. Tartışma- Havacılık sektöründe, yalnızca savunmacı sessizlik türüne hiç rastlanmamıştır ve bu durum hem toplulukçu kültürlerde savunmacı eylemlerin düşük olması hem de yöneticiye duyulan güvenin zayıf olduğu örgütlerde çalışanların savunma davranışında bulunmaması olmak üzere iki temelde açıklanmaktadır. Bir diğer konu, sadece kadın çalışanların korumacı (prososyal) sessizlik davranışları sergilemesi cinsiyet temelli bir yaklaşımla erkeklere nazaran duygusal bağlılığının yüksek düzeyde olmasından kaynaklanmaktadır. Yöneticilerine güven duymayan çalışanların sessizlik davranışları sergilediği görülmekte, pek çok sektörde olduğu gibi havacılık sektöründe de yöneticiye duyulan güven aracılığıyla örgüt içi iletişim arttırılarak ya da etkin kılınarak örgütsel sessizliğin azaltılabileceğine inanılmaktadır. Yazında, kültürel unsurlardan sadece güç mesafesinin örgütsel sessizliğin bir nedeni olduğundan bahsedilmekteyken, elde edilen bulgulara göre havacılık sektöründe çalışanların toplulukçuluk eğiliminin de örgütsel sessizliğin öncüllerinden biri olduğu anlaşılmaktadır. Elbette, bu durum havacılık sektörünün kendine özgü bir nitelik taşıyabilmekte, ancak farklı sektörlerde gerçekleştirilecek araştırmalar ile konunun sektöre özgü bir nitelik taşıyıp taşımadığının ortaya koyulabileceği düşünülmektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2118 Siber İncelemeye Yönelik Tutumlar Ölçeğinin Türkçe’ye Uyarlama Geçerlilik ve Güvenilirlik Çalışması 2024-07-01T19:02:47+00:00 Leyla Boy Akdağ leylaboy@hacettepe.edu.tr Özge Tayfur Ekmekci otayfur@hacettepe.edu.tr <p>Amaç – Bu çalışmada Cook, Jones Jones-Chick, Roulin ve O’Rourke (2020) tarafından geliştirilen Siber İncelemeye Yönelik Tutumlar Ölçeğinin Türkçe’ ye uyarlanması amaçlanmaktadır. Yöntem – Çalışma, Facebook (N=173) ve LinkedIn (N=239) kullanan bireylerden toplanan verilerle yürütülmüştür. Bulgular Facebook ve LinkedIn örneklemleri için 3 faktörlü modelin yakınsak ve ıraksak geçerliliklerinin sağlandığını ortaya koymuştur. Ölçeğin yordama geçerliliği, sinik tutumlar ölçeği ile test edilmiştir. Bulgular – Bulgulara göre LinkedIn örneklemi için mahremiyet ihlali ve yüzey geçerliliği boyutlarının sinik tutumlar üzerinde pozitif yönde ve anlamlı etkiye sahip oldukları saptanmıştır. Bu grup için yordama geçerliliği kısmen sağlanmıştır. Tartışma – Bulgular Türkiye’ de yapılacak araştırmalarda ölçeğin güvenilir ve geçerli bir ölçüm aracı olarak kullanılabilir olduğunu göstermektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2119 Yeşil Girişimcilik Literatürünün Bibliyometrik Analizi 2024-07-01T19:09:52+00:00 Şerife Kuzgun serife.erdun@klu.edu.tr <p>Amaç – Çalışmanın temel amacı, yeşil girişimcilik literatürünün kapsamlı bir bibliyometrik analizini gerçekleştirerek, alandaki bilimsel gelişmelerin ve araştırma eğilimlerinin anlaşılmasına katkıda bulunmak, bu alandaki akademik çalışmaların ana hatlarını çizmek ve gelecekteki araştırmalar için yol gösterici olmaktır. Yöntem – Bibliyometrik ve ağ analizi tekniklerine dayalı olarak Web of Science (WoS) veri tabanında “green entrepreneurship”, “sustainable entrepreneurship”, “environmental entrepreneurship” ve “eco-entrepreneurship” anahtar kelimeleri kullanılarak tarama yapılmıştır. Tarama sonucunda, 1997-2023 yılları arasında yayımlanan 832 makaleye ulaşılmıştır. Bu makaleler incelenmiş, VOSviewer programı ile görselleştirilmiş ve yorumlanmıştır. Bulgular – Literatürde, yeşil girişimcilik konusuna duyulan ilginin zamanla arttığı gözlemlenmektedir. Konu ile ilgili çalışmalar çoğunlukla işletme alanı kapsamında olup onu çevre bilimleri ve yönetim alanları izlemektedir. En fazla yayının ve ortak yazarlı çalışmalarda iş birliğinin Çin Halk Cumhuriyeti’ne ait olduğu, en fazla makalenin Sustainability dergisinde yayımlandığı, en fazla atıf alan derginin Journal of Business Venturing dergisi olduğu, en fazla atıf alan yazarın Wagner olduğu, en fazla makaleye sahip olan yazarın Fichter olduğu, anahtar kelime olarak en yaygın kullanılan kelimelerin sırasıyla; sürdürülebilir/yeşil/çevreci/eko girişimcilik, sürdürülebilirlik, girişimcilik, sürdürülebilir kalkınma, sosyal girişimcilik, döngüsel ekonomi, Kobi’ler ve inovasyon olduğu saptanmıştır. Tartışma – Konu ile ilgili bibliyometrik analiz çalışmaları sınırlı sayıdadır. Yerli literatürde ise konuya ilişkin WoS veri tabanını kapsayan bibliyometrik bir çalışmanın bulunmadığı tespit edilmiştir. Çalışmanın bulguları incelendiğinde yeşil girişimciliğe verilen önemin yıllar ilerledikçe artması, disiplinlerarası alanlar ve farklı temalar ile desteklenerek ele alınması ve bu çalışmaların finansal destek alabilmesi umut vericidir. Bu çalışma araştırmacılara araştırdıkları konu hakkında yol göstermekte olup araştırma alanıyla ilgili olarak detaylı ve bütünsel bir bakış açısı ve veriler sağlamaktadır. Araştırmanın sadece WoS veri tabanına kayıtlı makaleleri kapsaması ve analizlerin VOSviewer programı aracılığıyla yapılmış olması araştırmanın kısıtlarındandır.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2120 Seyahat Acentalarının Destinasyon Pazarlama Kalitesine Yönelik Algılarının Değerlendirilmesi: Konya Örneği 2024-07-01T19:12:21+00:00 Bilal Erdem bilalerdem@selcuk.edu.tr Alper Ateş alpera@selcuk.edu.tr <p>Amaç- Destinasyon pazarlaması, küresel pazarlarda turistik destinasyonların büyümesi ve sürdürülebilirliği, ziyaretçilerin çekilmesi ve paydaşların arz yönünün etkilenmesi için çok önemlidir. Araştırmanın konusunu destinasyon pazarlama kalitesi oluştururken, Konya’da faaliyet gösteren seyahat acentalarının destinasyon pazarlama kalitesine ilişkin algılarının belirlenmesi ise araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Yöntem- Veri toplamak amacıyla anket tekniğinden yararlanılmıştır. Anket formları çevrimiçi ortamda hazırlanarak bağlantı linki oluşturulmuş ve Konya’da faaliyet gösteren seyahat acentalarının üye oldukları TÜRSAB’ın resmi internet sitesindeki acenta arama sayfasında yer alan iletişim bilgileri (mail adresleri, telefon numaraları vb.) üzerinden ve ayrıca sosyal medya üzerinden paylaşılarak veriler elde edilmiştir. Elde edilen verilere istatistik paket programı aracılığıyla analizleri gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler verilerek, geçerlilik, güvenirlik, normallik, t-testi ve tek yönlü Anova testleri yapılmıştır. Bulgular- Katılımcıların destinasyon pazarlamasının imaj ve tanıtım kalitesine yönelik algı düzeyleri yaş ve işyerinde çalışma sürelerine göre istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Katılımcıların destinasyon pazarlamasının ürün farklılaştırma kalitesine yönelik algı düzeyleri yaş, medeni durum, eğitim düzeyi, işyerindeki çalışma pozisyonlarına göre, sektör deneyimlerine göre, işyerinde çalışma süresine göre istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Tartışma- Elde edilen bu sonuçlar destinasyon pazarlaması ile ilgili literatürdeki çalışmalar ile karşılaştırılarak bazı çalışmalar ile benzer nitelikte ve uyumlu sonuçlar ortaya çıkartırken bazı çalışmalardan farklı sonuçlar elde edilmiştir. Bu noktada literatüre destinasyon paydaşlarına yönelik olarak önemli ölçüde katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Gelecek çalışmalara yönelik olarak destinasyon pazarlamasında önemli rol oynayan Konya’daki turizm sektörünün diğer paydaşlarına da (konaklama işletmeleri, ilgili kamu kuruluşları, STK’lar vb.) anket çalışması yapılarak bu araştırmanın sonuçları ile karşılaştırma yapılması önerilmektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2121 Tarım ve Balıkçılık Sektörlerinde Karlılığın Belirleyicileri: TCMB Sektör Bilançolarıyla Panel Veri Analizi (1996 – 2021) 2024-07-01T19:15:17+00:00 Okan Kekül okankekul@hotmail.com <p>Amaç - Bu çalışmada, TCMB bünyesinde bulunan ve reel sektör istatistikleri çerçevesinde yayınlanan bilanço, gelir tablosu ve finansal oranlardan faydalanılarak tarım ve balıkçılık sektörlerinde bulunan işletmelerin karlılığını etkileyen faktörlerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Yöntem - Karlılığı etkileyen faktörler olarak literatürdeki çalışmalar temel alınmış ve bu bağlamda aktif karlılık çalışmanın bağımlı değişkenini temsil etmiştir. Bağımsız değişkenler ise borçlanma oranı, öz sermaye devir hızı, aktif devir hızı, büyüklük, asit-test oranı, cari oran, kaldıraç oranı, alacak devir hızı ve faiz kazanma oranı şeklinde meydana gelmektedir. Çalışmada panel veri analiz yöntemi kullanılmış ve çalışma, panel veri statik modelleri ile yürütülmüştür. Bulgular - Aktif karlılık ile kaldıraç oranı arasında istatistiksel olarak anlamlı, negatif yönde bir ilişki; aktif karlılık ile öz sermaye devir hızı ile pozitif yönlü bir ilişki gözlemlenmiştir. Aktif karlılık ile diğer bağımsız değişkenler arasında herhangi bir anlamlı ilişki tespit edilememiştir. Tartışma - Tarım ve balıkçılık sektöründe yer alan işletmelerin yüksek kaldıraç kullanımı finansal risk olarak açıklanabilmektedir. Yüksek kaldıraç oranı, finansal olarak değerlendirildiğinde daha fazla borca sahip olma şeklinde ifade edilebilmektedir. İşletmelerin daha az borç kullanarak aktif karlılığı (ROA) arttırabileceği düşünülmektedir. Ayrıca teknolojik gelişmelerin takip edilmesi, etkinlik ve verimliliğe yönelik stratejiler belirlenmesi, doğal kaynaklardan sürdürülebilir koşullarda fayda sağlanması, aktif karlılık ile öz sermaye devir hızı arasındaki pozitif ilişkiyi destekleyebileceği düşünülmektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2122 Relationship Between Transformational Leadership, R&D Performance and Employee Based Brand Equity 2024-07-01T19:17:07+00:00 Mehmet Baş mehmet.bas@hbv.edu.tr Emir Murat Aksoy emiraksoy1989@gmail.com <p>Purpose – Brand value, leadership and innovation subjects are vital for companies and organizations in order to be succesful and competitive. Therefore, aim of this study is investigating relationship between transformational leadership, R&amp;D performance and employee based brand equity and what role R&amp;D performance has. Design/methodology/approach – This study is carried out by collecting survey data from 135 managers or manager candidates who in R&amp;D department of several defence companies. In the survey Bass and Avolio’s Multiple Leadership Questtionnaire (MLQ), Hirst’s R&amp;D performance model and Kwon’s Employee Based Brand Equity scale were used. In order to test hyphotheses, reliability analysis, frequency analysis, Pearson correlation analysis and linear analysis was done using IBM SPSS software. Findings – The results of the anaylsis show that there is a statistically positive and meaningful relationship between transformational leadership, R&amp;D performance and employee based brand equity. In addition, R&amp;D performance has partial mediating effect on relationship between transformational leadership and employee based brand equity. Discussion – According to this study, transformational leadership affect R&amp;D performance and employee based brand equity significantly. In order to increase R&amp;D organization’s performance and employee based brand equity throughout an organization, manager selection should be made according to their transformational leadership traits. Since, employee based brand equity is a precursor of consumer based brand equity and consumer based brand equity is precursor of financial brand equity, companies should focus on increasing level of employee based brand equity inside their organizations as it is affected positively by R&amp;D performance and transformational leadership while R&amp;D performance is a mediatior between transformational leadership and employee based brand equity.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2123 İstanbul’da Faaliyet Gösteren Müze Restoran ve Kafelere Yönelik Çevrimiçi Ziyaretçi Yorumlarının İncelenmesi 2024-07-01T19:19:07+00:00 Ecem İnce Karaçeper ecem.incekaraceper@kent.edu.tr <p>Amaç – Yeni nesil müze restoran ve kafeler, geleneksel müze anlayışını modernleştirerek, ziyaretçilere daha etkileşimli ve keyifli bir deneyim sunmayı amaçlayan bir trendi ifade etmektedir. Bu gelişim, müzeleri sadece sergiler ve koleksiyonlar sunan yerler olmaktan çıkarmaktadır. Ziyaretçilere daha geniş bir kültürel etkileşim ve eğlence deneyimi sunmayı hedefleyen birtakım stratejileri içermektedir. Bu çalışma, İstanbul'da faaliyet gösteren müze restoran ve kafe işletmelerinde ziyaretçi deneyimlerini kapsamlı bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır. Yöntem – Yeni nesil müzecilik anlayışı, Türkiye genelinde daha önce araştırılmamış bir kavramdır. İstanbul ili özelinde ilk kez ele alınmaktadır. Bu amaç doğrultusunda, 2011-2023 yılları arasında aktif olarak hizmet sağlayan 12 farklı müze restoran ve kafe işletmesi değerlendirmeye alınmıştır. Çalışmada, nitel araştırma yöntemlerinden arşiv, belge tarama ve içerik analizi teknikleri kullanılmıştır. Bulgular – Çalışmada, Python bazlı bir uygulama aracılığı ile Google yorumlarda yer alan içerikler elde edilmiştir. Veriler, Microsoft Power BI programı ile analiz edilmiş ve görselleştirilmiştir. Çalışma neticesinde, hangi temaların daha çok ilgi çektiği ve hangi alanlarda eksiklik olduğu detaylıca ortaya konulmuştur. Tartışma – Müze restoranlar, kültür, tarih ve gastronomiyi bir araya getiren özel mekanlardır. Yapılan analizler ve edinilen deneyimler, ziyaretçi yorumlarında sıkça vurgulanan ana temaları, lezzetli yemekler, atmosferin kalitesi ve üst düzey servis gibi başlıklar altında özetlemektedir. Bu bulgular, sürdürülebilir bir kültürel mirasa sahip olmanın yanı sıra, gelecekteki projelerin daha başarılı olabilmesi için de önemli bir temel oluşturacaktır.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2124 Kadın Yöneticilerde Kraliçe Arı Sendromu: Late Night (Gece Kuşu) Filmi Bağlamında Çözümleme 2024-07-01T19:21:32+00:00 Beyza Sargın beyzakasdemir@gmail.com <p>Amaç – Kraliçe Arı Sendromu, çalışma ortamındaki kadın yöneticilerin kadın astlarına karşı sergiledikleri olumsuz tavrı açıklamak için kullanılan bir terimdir. Yönetici konumuna gelen kadın, Kraliçe Arı Sendromu özellikleri göstermeye başlar, erkek egemen kültürdeki yerini korumak için erkeksi özelliklere sahip olur. Bu çalışma Kraliçe Arı Sendromunu, medya sektöründe çalışan kadın yöneticinin astlarına olan davranışlarını konu edinen Late Night filmi üzerinden çözümlemeyi amaçlamaktadır. Yöntem – Bu çalışmada, nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Toplanan veriler Kraliçe Arı Sendromu’nun özelliklerine uygun olarak alt kategorilere ayrılmıştır. Bulgular – Yapılan çözümleme sonrasında Late Nightfilminin Kraliçe Arı Sendromu’na yönelik veriler sunduğu görülmüştür. Late Night filminin başrolü olan kadın yöneticinin kadın astlarına karşı olumsuz tavır sergilediği tespit edilmiştir. Çalıştığı medya sektöründe erkek egemen bir anlayışın hakim olmasından dolayı kadın yöneticinin maskülen giyim tarzı ve davranışlar sergilediği görülmüştür. Tartışma – Kraliçe Arı Sendromu’na ilişkin kavramsal özelliklerle, çözümlemesi gerçekleştirilen filmdeki medya sektöründe çalışan kadın yöneticinin özelliklerinin birbiriyle örtüştüğü görülmüştür. Görsel sanatlara yönelik yapılacak bu tarz çalışmaların sayısının artırılması, bu sendroma yönelik literatüre farklı görsel bir bakış açısı kazandıracak hem de sendroma sahip yöneticilerle başa çıkılmasına yönelik önemli ipuçları verecektir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2125 Küresel Finans Krizinin Türkiye’ye Yayılma Etkisi 2024-07-01T19:23:18+00:00 Mehmet Erkan Soykan mehmeterkan.soykan@kayseri.edu.tr Levent Çıtak lcitak@erciyes.edu.tr <p>Amaç- 2008 Küresel Finans Krizi ABD’de meydana gelmiş ve tüm dünyada farklı derecelerde etkileri olmuştur. Bu çalışmanın temel olarak amacı S&amp;P 500’den BIST 100’e doğru olası ortalamada yayılma, simetrik volatilitede yayılma ve asimetrik volatilitede yayılmayı analiz etmektir. Yöntem- Veri tüm dönem, kriz öncesi dönem(2003-2008) ve kriz sonrası dönem(2008-2013) olarak incelenmiştir. Veri analizi için özellikle dar aralık(2003-2013) seçilmiştir. Çünkü örneklem aralığı çok geniş tutulduğunda kriz dışında diğer gürültü faktörleri artmaktadır ve sonuçlar sapmalı olabilmektedir. Uygulamada birinci bölümde ortalamada yayılma ve simetrik volatilitede yayılma GARCH modeli yardımıyla ele alınmıştır. Uygulamanın ikinci bölümündeyse olası asimetrik volatilitede yayılmayı da belirleyebilmek için GJR GARCH modeliyle verinin analizi yapılmıştır. Bulgular- Araştırmanın bulgularına göre GARCH modeline göre kriz sonrası dönemde ve tüm dönemde ortalamada yayılma tespit edilmiştir. Yine kriz sonrası dönemde ve tüm dönemde pozitif volatilite yayılması belirlenmiştir. GJR GARCH modeli bulgularına göre ise ortalamada yayılım kriz sonrası dönemde tüm döneme kıyasla daha büyük ve daha düşük anlamlılık seviyesine sahiptir. Ayrıca tüm dönemde %5 anlamlılıkta ve negatif volatilitede yayılım belirlenmiştir. Tüm dönemde ve kriz sonrası dönemde ayrıca pozitif ve anlamlı kaldıraç etkisi tespit edilmiştir. Tartışma- Ortalamada ve volatilitede yayılma bakımından anlamlı bulunan dönemler için, ABD’nin hisse senedi piyasasına ilişkin geçmiş hareketlerin, Türkiye’deki alım-satımcılar, yatırımcılar ve analistler için, yerel piyasadaki ortalama ve volatilitedeki dalgalanmanın ön göstergesi olduğu iddia edilebilir. Ayrıca ortalamada ve volatilitede yayılma bulunan dönemler için Türkiye’de zayıf formda etkinliğin reddedilebileceği de ifade edilebilir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2126 Dijital Medya Platformlarında Dijital Pazarlama ve Elektronik Ağızdan Pazarlama Faaliyetlerinin Marka Popülerliği Üzerinden Tüketici Tutumuna Yönelik Etkisinin Değerlendirilmesi 2024-07-01T19:26:33+00:00 Onur Türker oturker@gelisim.edu.tr <p>Amaç-Bu çalışmanın amacı, dijital medya platformları için dijital pazarlamanın ve elektronik ağızdan pazarlamanın marka popülerliği üzerindeki etkisini ve bu popülerlik etkisinin markaya yönelik tutumu ne ölçüde etkilediğini belirlemektir. Yöntem Yöntem-İstanbul ilinde yaşayan 385 dijital medya platformu izleyicisi anket yöntemiyle çalışmaya dahil edilmiştir. Anket formu, dijital pazarlama, elektronik ağızdan ağıza pazarlama, marka popülerliği ve markaya yönelik tutum ölçeklerinden yararlanılarak hazırlan mış ve toplamda 21 ölçek maddesi içermiştir. Cevaplayıcılar, tüm ifadeleri 5'li Likert ölçeğinde değerlendirmiştir. Araştırmada, katılımcıların demografik özellikleri hakkında bilgiler verildikten sonra faktör ve güvenilirlik analizi yapılmış ve ili şkiler regresyon analizi kullanılarak test edilmiştir. Veri analizi için IBM SPSS 24 kullanılmıştır. Bulgular Bulgular-Analizler sonucunda, dijital medya platformu markalarının gerçekleştirdiği dijital pazarlama faaliyetlerinin marka popülerliği üzerind e anlamlı bir etkisinin olduğu görülmüştür. Çalışmanın bir diğer önemli sonucu, dijital medya platformu markaları için elektronik ağızdan ağıza pazarlamanın anlamlı bir etkisi olduğu ve bu etkinin markaya yönelik tutumu olumlu yönde etkilediğidir. Tartışma Tartışma-Dijital pazarlama stratejilerinin marka popülerliği yaratma veya artırma konusunda yeterli olmayabilir. Bu nedenle, dijital medya platformu markaları, dijital pazarlama faaliyetleri yanında farklı pazarlama stratejilerini de değerlendirebilirler. Öte yanda n, elektronik ağızdan ağıza pazarlamanın markaya yönelik tutumu olumlu yönde etkilemesi önemli bir sonuçtur. Bu durum, markaların müşteri deneyimine ve tüketici memnuniyetine odaklanmaları gerektiğini göstermektedir. Markalar, müşteri memnuniyetini artırma k için mal veya hizmet kalitesini iyileştirmeli, müşteri geri bildirimlerini dikkate almalı ve müşteri sadakatini teşvik eden stratejiler geliştirmelidir. Araştırma sonuçlarından elde edilen veriler, gelecekteki araştırmalarda marka popülerliği ile tüketic i tutumu arasındaki ilişkiyi farklı endüstrilerde veya farklı hedef kitlelerde inceleyerek değişik sonuçlar elde etmenin mümkün olduğunu göstermektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2127 Hierarchical Impact: Modeling Organizational Hierarchy in Examination Proctor Assignments 2024-07-01T19:28:25+00:00 Mustafa Mehmet Bayar mehmet.bayar@hbv.edu.tr <p>Purpose – This research aims to maintain examination integrity optimizing the proctor assignments under personnel shortages at a vertically organized university. Design/methodology/approach In this study, the maturation of a Linear Mixed-Integer Programming model is processed over many iterations of a cyclical evaluation procedure. During these cycles, many of the constraints were reformulated as their flexible versions and the model evolved into a 2-phased multiple objective decision-making (MODM) problem. The subproblems of the overall MODM are tackled with a branch-and-cut algorithm. Results – By including the middle managers in the model maturation procedure, an optimal allocation of students to the designated rooms and an optimal schedule for the proctoring personnel are obtained. This optimality is defined for the many goals and constraints defined during debates, and the final outcome minimizes the total number of duties, reflects the hierarchy to the planned workload, and maintains in-group fairness. Discussion – This research is a case study in which workloads for proctors of different hierarchy levels are considered for their compliance with a geometric sequence. The post-application feedback from stakeholders (middle managers, proctoring personnel) implies demand for the inclusion of some additional criteria but approves in-group fairness, acceptability of inter-group workload differences, and optimal management of staff shortage. The proposed formulations add a resource for decision-makers who are dealing with problems with nature.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2128 Elektronik Ağızdan Ağıza Pazarlamanın Bilişsel Uyumsuzluk Perspektifinden, Tatmin ve Tavsiye Üzerindeki Etkisi 2024-07-01T19:30:08+00:00 Ebubekir Işık ebubekirisik@karabuk.edu.tr Mehmet Gökerik mehmetgokerik@karabuk.edu.tr <p>Amaç- Araştırmanın temel amacı, öğrencilerin üniversite tercih öncesinde elektronik ağızdan ağıza pazarlamanın (eWOM) faaliyetlerinden bilgi edinme amaçlı kullanımının, tercih sonrası bilişsel uyumsuzluğu nasıl etkilediğini anlamaktır. Tartışılan konular arasın da eWOM’un bilişsel uyumsuzluk üzerindeki olası negatif ve anlamlı etkisine özellikle dikkat çekilmiştir. Yöntem Yöntem- Araştırma 475 üniversite öğrencisi üzerinde anket çalışmasıyla gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler SPSS 21 ve AMOS 20 programları ile yapısal eşitlik modellemesi ile detaylı bir şekilde analiz edilmiştir. Bu analitik çerçeve, eWOM’un bilişsel uyumsu zluk, tatmin ve tavsiye arasındaki karmaşık ilişkileri değerlendirmek için güçlü bir temel sağlamaktadır. Bulgular Bulgular- Araştırmanın bulguları, eWOM’un tercih sonrası bilişsel uyumsuzluğu azalttığını ve bu azalmanın tatmin ve tavsiye düzeyleri üzerinde negatif yönde anlamlı etkisinin olduğunu göstermektedir. Özellikle yüksek düzeyde tatmin olan bireylerin tavsiye etme eğil iminin artması, eWOM’un seçim süreci üzerindeki olumlu etkisini desteklemektedir. Tartışma Tartışma- Araştırmanın tartışma bölümünde; elde edilen bulguların önemi vurgulanmakta, üniversite terci sürecinde bilgi kaynağı olarak eWOM’un üniversite tercih süreci sonrasında öğrencilerin bilişsel uyumsuzluk seviyesine etkileri değerlendirilmekte ve daha önce y apılmış olan araştırmalar ile karşılaştırmalar yapılmaktadır. Bu bağlamda öğrencilerin tercih sürecinde bilgi kaynağı olarak eWOM’dan faydalanmalarının tercih sonrası bilişsel uyumsuzluğun azaltılmasına olumlu etkisi olduğu sonucuna varılmıştır. A raştırmanın sonuçları, eWOM’un üniversite tercih sürecini yönetmede etkili bir strateji olabileceğini göstermektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2129 #VirtualMarketing Dynamics: Leximancer Leximancer-Driven Insights from Social Media Trends 2024-07-01T19:32:48+00:00 Yavuz Selim Balcıoğlu ysbalcioglu@gtu.edu.tr <p>Purpose – This study explores into the field of virtual marketing, an essential aspect of contemporary business strategies that utilizes web web-based technologies for the efficient dissemination and engagement of marketing content. It aims to decipher how virtual marketing is portrayed and discussed in user user- generated content (U GC) on social media platforms, with a specific focus on Instagram. Design/methodology/approach approach- The research employs a mix of text mining, thematic analysis, and textual analysis to scrutinize a substantial dataset of social media posts related to #VirtualMarketing. It integrates Social Exchange Theory and the Social Media User Engagement Framework t o investigate user engagement dynamics on social media platforms. This methodology enables a comprehensive examination of themes, and engagement patterns in UGC that is related to virtual marketing. Advanced data analysis tools , including Leximancer for thematic content analysis and Python is Findings – The findings reveal that virtual marketing on social media covers a broad range of practices, from entirely digitalized strategies to hybrid models that incorporate traditional marketing elements. The study identifies the predominant themes in virtual mark eting, assesses the textual orientation of the related content, and explores the relationship between these themes and various user engagement metrics. Discussion – These findings underscore the pivotal role of social media in shaping virtual marketing strategies and emphasize the necessity for more extensive content analysis in this area. The study contributes to the academic discourse on virtual marketing by providing empirical insights into the trends and patterns present within UGC. Furthermore, it presents a practical framework for the analysis of large-scale textual data on social media, showcasing the effectiveness of computational qualitative analysis with NLP in enhancing understanding and strategies in virtual marketing. This research provides a valuable resource for future studies in the social sciences, especially those utilizing NLP to investigate the dynamics of virtual marketing.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2130 Supplier and Retailer Supply Chain Integration Model; Fashion Industry 2024-07-01T19:37:30+00:00 Mehmet Düzen mehmetduzen@stu.aydin.edu.tr <p>Purpose- The aim of this study is to recommend a supply chain integration model to suppliers and retailers operating in the fashion industry and to define the features and benefits of the model. Design/methodology/approach- The interview method is used as the primary research and books, journals and magazines are used as secondary research methods. The sample selection consisted of Turkish suppliers, manufacturers and British retailers. Findings- While the SCI model implementation provides advantages and benefits with 33% higher rate in efficiency and lead time, 27% in competition and quality, 20% in profit margin and stability, in contrast, dependability and supplier/buyer commitments, new opportunities and implementation skills, new IT investment and labour commitments with 33%, 27% and 20% respectively were forecasted as disadvantages and concerns. Discussion- Supply chain integration models have a significant impact on the functioning of companies operating in the fashion industry. While it creates a positive impact, especially in preventing waste, accelerating processes and reducing costs, it also creates risks in terms of dependency and trust.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2131 Örgütsel Ağ Ölçeği: Bir Ölçek Uyarlama Çalışması 2024-07-01T19:39:07+00:00 Murat Adalı muratadali59@hotmail.com Murat Başal mbasal@gelisim.edu.tr Ekrem Süzen suzen@gelisim.edu.tr <p>Amaç – Ticari hayattaki bir firmada ortak hedefler doğrultusunda ve bu ortak düzen içinde faaliyetini gerçekleştiren işletmelerin gerek kendi içindeki düzende gerekse diğer benzer kuruluşlarla etkileşimi neticesinde oluşan örgütsel ağ önemini arttırmaktadır. Örgütün bu iletişimsel sürecinin analizinin yapılmasında işletme yönetimi açısından gerekli olmaktadır.Bu çalışma ile örgütsel Ağ Ölçeğine yönelik Otuz Beş (35) soruluk ölçek oluşturmak adına Hilde van Baal, tarafından 2014 yılında Hollanda’daki Tilburg Üniversitesinde hazırlamış olduğu “Sektöründeki örgütler arası ağlar, Ağ özelliklerinin konfigürasyonlarının ağ etkinliği üzerindeki rolü” isimli tez çalışmasındaki Elli Yedi (57) soruluk ölçek maddelerinden alınarak Türkçeye uyarlama çalışmasının yapılması amaçlanmaktadır. Yöntem – Ölçeğin Türkçe formu ilk olarak 122 kişilik bir ön test çalışması yapılmıştır. Bu süreç öncesinde dik uygunluğu açısından çevirileri yapılmıştır. Ölçekte Crombah Alfa α= 0.984 şeklinde sonuçlanmıştır. Ölçekle ilgili olarak farklı şekillerin durumu test edilmiş ve ölçek ilgili olarak tek boyutun bulunduğu saptanmıştır. Bulgular – Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) ölçümüyle ilgli değer 0,953şeklinde çıkmıştır. Faktör analiz sonucuna yönelik uygulanan “Barlett” testindeki değer 4986,801 (p=0,000) şeklinde görülmüştür. Güvenirlik durumu açısından Crombah Alfa sonucu α= 0,984 olmasıyla ölçeğin güvenilir ve geçerli olduğu görülmüştür. Ölçeğin Öz Değer sonucu 22,811şeklinde elde edilmiştir. Ölçeğin geneline yönelik olarak yapılan toplam varyans durumu ise % 65,175 değerinde bir sonuç ortaya çıkmıştır. Ölçeğin tüm maddelerinin istatistiki yönden anlamlı olduğu bulunmuştur. Tartışma – Yapı geçerliliğine yönelik yapılan DFA ve AFA yöntemleriyle anketin uyarlama sürecinin son haline ulaşılarak ölçeğin güvenilir ve geçerli olduğu sonucu elde edilmiştir. Tüm bunlar soncunda ölçeğin istenilen ölçüm aracı olarak Türkiye’de gerçekleştirilecek olan anket çalışmalarında kullanılabilecek bir ölçek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2132 The Role of Psychological Safety and Psychological Ownership in the Relationship Between Personality Trait and Employee Voice: Serial Mediation Model 2024-07-01T19:41:53+00:00 Duygu İrem Çam iremdcam@gmail.com Yasemin Kuş yaseminnkus@hotmail.com <p>Purpose – In contemporary work life, there is need to employees at all levels who share information to improve the organization and report potential problems. Employee voice is one of proactive work behavior meets this need. The aim of this research is examination of serial mediating role of psychological safety and psychological ownership on relationship between conscientousness trait and employee voice behavior. Design/methodology/approach- In research, relational screening model was used and was conducted on 223 employees in various sectors. Participants were reached by convenience and snowball sampling methods and data was collected with online survey. The serial mediation model was analyzed in SPSS Process Macro. Additionally, correlation analysis was used to examine relationships between variables, Cronbach's Alpha coefficient was calculated to measurements’ reliability, and frequency analysis was performed for demographic information Findings – According to findings, the employees’ conscientiousness trait positively affects psychological safety and increases their voice behavior. In addition, the conscientiousness trait affects positively employee voice by increasing psychological ownership. The results revealed that conscientiousness trait contributes positively to employee voice by increasing psychological safety and psychological ownership. Thus, a full mediation effect of psychological safety and psychological ownership was found on the effect of conscientiousness on employee voice, and serial mediation model supported. Discussion – The individuals' ability express ownself comfortably in the working settings and embrace job/institution plays an important on voice behavior. Moreover, to arise significant effect employees' conscientiousness trait on voice behavior requires specific contextual factors. This research provides important contribution both theoretically and applications by addressing employee voice with multi-level antecedents.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2134 Özümseme Kapasitesinin Firma Performansına Etkisinde Tedarik Zinciri Çevikliği Ve Tedarik Zinciri İnovasyonunun Sıralı Aracı Rollerinin Araştırılması 2024-07-01T19:45:03+00:00 Esra Açık esr.21@hotmail.com Erdinç Koç ekoc@bingol.edu.tr <p>Amaç – Bu çalışmada kaynak temelli yaklaşım üzerine inşa edilen dinamik yeteneklerden olduğu ifade edilen özümseme kapasitesinin firma perfomansına doğrudan etkisinin yanı sıra tedarik zinciri çevikliği ve tedarik zinciri inovasyonu üzerinden dolaylı etkisi araştırılmaktadır. Yöntem – Çalışmada kullanılan veriler imalat sektöründe Türkiye’de faaliyet gösteren işletmelerin yöneticilerinden elde edilmiştir. Elde edilen veriler güvenirlik ve geçerlilik analizleri sonrası özümseme kapasitesi ile firma performansı arasındaki ilişkide tedarik zinciri çevikliği ve tedarik zinciri inovasyonun aracılık etkisini test etmek üzere oluşturulan hipotezler aracılık testlerine tabii tutulmuştur. Bulgular – Ulaşılan bulgular neticesinde özümseme kapasitesinin tedarik zinciri çevikliği, tedarik zinciri inovasyonu ve firma performansı; tedarik zinciri çevikliğinin tedarik zinciri inovasyonu ve firma performansı; tedarik zinciri inovasyonun firma performansı üzerinde doğrudan etkiye sahip olduğu ifade edilebilir. Aracılık analizleri kapsamında ise tedarik zinciri çevikliği ve tedarik zinciri inovasyonun, özümseme kapasitesi ile firma performansı arasındaki ilişkide ayrı ayrı ve sıralı olarak aracı rol üstlendikleri tespit edilmiştir. Tartışma – Firma performansına etki eden unsurlar literatürde sıklıkla çalışmalara konu olmaktadır. Bazı çalışmalar içsel kaynakların bazı çalışmalar ise dışsal kaynakların firma performansına etkisini araştırmaktadır. Kaynak temelli yaklaşım, firma performansını artıracak unsurların yalnızca maddi kaynaklar olamayacağını ileri sürmektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2136 Sağlıkta Sessiz İstifanın Nedenleri ve Çözüm Yolları 2024-07-03T12:56:45+00:00 Emine Özcan emine_5855@hotmail.com Ebrar Ilıman Yaltagil ebrar@cumhuriyet.edu.tr <p>Amaç – Sağlık sektöründe verilen hizmetin kalitesini arttırmak için, hizmeti olumsuz etkileyen faktörlerin bulunup düzeltilmesi gerekmektedir. Sağlık sektöründe hizmet veren sağlık çalışanlarının yaşadıkları olumsuzluklar, doğrudan verilen hizmetin kalitesini etkilemektedir. Bu bağlamda; çalışmada dünyada farklı sektörlerdeki çalışanlar açısından birçok olumsuz özelliğe sahip sessiz istifa kavramının, sağlık çalışanları özelinde nedenleri ve çözüm yolları açısından neler yapılabileceği araştırılmıştır. Yöntem – Araştırmada alan yazından faydalanılarak ve uzman görüşleri alınarak hazırlanmış; sessiz istifa nedenlerini ve çözüm yollarını ifade eden yargıların yer aldığı anket formu kullanılmıştır. Tanımlayıcı araştırmanın evrenini Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan 2116 sağlık personeli oluşturmaktadır. Araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 440 hastane çalışanına yüz yüze ve çevrimiçi ortamda anket uygulanmış, kullanılabilir nitelikte olan 420 anket değerlendirmeye alınmıştır. Bulgular – Araştırmada katılımcıların meslek grupları ile sessiz istifa kavramı arasında anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Görüşlere önem verilmemesi durumunun, sağlık teknikerlerini etkileme oranının hekim, hemşire, sağlık lisansiyerlerine göre fazla olduğu görülmüştür. Katılımcıların sessiz istifa eğilimlerinin, meslekteki çalışma sürelerine göre anlamlı bir farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Yetersiz personel sayısı ve fazla iş yükünün 0-5 yıl arası çalışanlarda oluşturduğu sessiz istifa eğiliminin 6-10 yıl, 11-15 yıl, 16-20 yıl, 21 yıl ve üzeri çalışanlara göre daha fazla olduğu görülmüştür. Tartışma – Yapılan araştırma sonunda sessiz istifa eğilimini etkileyen faktörlerin; sağlıkta şiddet, düşük ücret, takdir edilmemek, görüşlere önem verilmemesi, yetersiz personel sayısı ve fazla iş yükü, kariyer ve kişisel gelişim imkanlarının kısıtlı olması, yöneticilere karşı hissedilen güvensizlik duygusu, adaletli olunmadığı düşüncesi olduğu görülmüştür. Çözüm yolları olarak ise öncelikli olarak; ücretlerin artırılması, iş yerinde çalışanın kendini değerli hissedebileceği bir ortamın sağlanması, personel sayısının artırılması ve iş yükünün azaltılması ile takdir edilmek gelmektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2137 Mutfak Çalışanlarının Teknostres Düzeyleri İle Bireysel İş Performansları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi 2024-07-03T13:00:18+00:00 Çağla Üst Can caglaust@gmail.com <p>Amaç Örgütsel ortamda iş ile ilgili bilgi ve üretim teknolojisinin kullanımına yönelik ortaya çıkan yüksek düzeyde baskı ve çeşitli nedenlerden dolayı oluşan adaptasyon sorunları çalışanda önemli düzeyde yetersizlik duygusu oluşturabildiği ve bu durumun da çalı şanda psikolojik stres durumunu ortaya çıkardığı söylenebilir. Literatürde teknostres olarak adlandırılan bu durum bireysel ve örgütsel amaçların gerçekleştirilmesinde etkili olan çalışan performansını önemli derecede etkileyen kavramlardan biri ola rak görülmektedir. Bu düşünceden hareketle bu çalışma teknoloji yoğun bir ortamda, sürekli yüksek çalışma temposu gerektiren ve bu açıdan oldukça stresli bir çalışma atmosferine sahip olan mutfaklarda çalışanların teknostres düzeyleri ile bireysel iş perfo rmansları arasındaki ilişkinin incelenmesini amaçlamaktadır. Yöntem Araştırma evrenini ülkemizdeki tüm mutfak çalışanları oluşturmaktadır. Mutfak çalışanı sayısının oldukça fazla olması nedeniyle araştırma sonucunda daha objektif ve güvenilir sonuçlara ulaşabilmek amacıyla nicel araştırma yöntemlerinden anket tekniği kulla nılmış ve anketler kartopu örnekleme yöntemiyle mutfak çalışanlarına ulaştırılmıştır. Uygulama sonucu elde edilen 485 veri analize dahil edilmiştir. Bulgular Elde edilen araştırma sonuçlarına göre; teknostres ile bireysel iş performansının hem toplamında hem de tüm alt boyutlarında düşük ve orta düzeyli ilişkiler söz konusudur. Ayrıca mutfak çalışanlarının cinsiyetleri, medeni durumları, yaşları, eğitim durumla rı ve sektördeki deneyimleri ile teknostres düzeyleri ve bireysel iş performansları arasında önemli düzeyde ilişki tespit edilmiştir. Tartışma Elde edilen sonuçlar teknolojinin yarattığı stresin çalışanların iş performansında ne kadar önemli bir aracı olduğunu ortaya koymuş ve bu kapsamda çalışma sonucunda mutfak yöneticilerine teknostresi azaltıcı ve iş performansını artırıcı önerilerde bulunulmuştur.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2139 Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlar İçin Finansal ve Finansal Olmayan Raporlama 2024-07-03T13:10:19+00:00 Zehra Haberal zhaberal@baskent.edu.tr <p>Amaç – Bu çalışmanın amacı, temel hedefleri toplumsal katkı sağlamak olan Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlar (KAGK)’ın finansal ve finansal olmayan bilgilerinin raporlamasında hangi bilgilerin sunulması gerektiğini değerlendirerek finansal raporlamalarına yönelik bir çerçeve olmaması nedeniyle finansal raporlamaya ilişkin çerçeve önerisinde bulunmak ve finansal olmayan bilgilerinde de Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA)’na yaptıkları katkıların değirlendirmektir. Yöntem – Çalışmada Türkiye’de faaliyet gösteren KAGK’ın finansal ve finansal olmayan raporları üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu doğrultuda çalışmada KAGK niteliği taşıyan 177 kuruluşun ilk olarak finansal raporları değerlendirilmiş ve KAGK’ın finansal bilgilerini sunmakla ilgili bir zorunluluklarının olmaması nedeniyle finansal bilgilerini genel olarak kamu ile paylaşmadıkları belirlenerek finansal bilgilerinin raporlanmasına yönelik bir çerçeve önerisinde bulunulmuştur. KAGK’ın finansal olmayan bilgilerinin değerlendirilmesinde nitel araştırma deseni uygulanmış ve bu kuruluşların kurumsal internet siteleri üzerinden SKA’larına yönelik bilgilerinin içerik analizi yapılmıştır. KAGK niteliği taşıyan ve kurumsal internet sitelerinde sürdürülebilirliğe ilişkin bilgi sunan KAGK’ın tamamı çalışma kapsamına alınmıştır. Bulgular – Yapılan analiz sonuçlarına göre, incelenen 177 kurumsal internet sitesinden sadece 22’sinin farklı isimler altındaki raporlarda SKA’larına yapılan katkıya yönelik bilgi raporladıkları belirlenmiştir. Bu 22 raporda en çok katkı verilen amaçların SKA 3 Sağlıklı ve Kaliteli Yaşam, SKA 5 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, SKA 4 Nitelikli Eğitim ve SKA 13 İklim Eylemi olduğu belirlenmiştir. Tartışma – Literatür çalışmaları değerlendirildiğinde KAGK’ların diğer bir ifadeyle “üçüncü sektör”ün her düzeyde etkili, şeffaf ve hesap verebilir nitelikte olması için hem finansal hem de finansal olmayan bilgilerinin raporlanmasına ihtiyaç vardır. Bu bağlamda topluma fayda sağlama amacıyla kurulan ve dünyada sayıları ile kapsadıkları ekonomik ve sosyal alan giderek artan KAGK’ın hem finansal hem de finansal olmayan raporlarını daha sistematik halde hazırlayabilecekleri bir çerçeveye gereksinim duyulduğu söylenebilir. Çalışma sürdürülebilirlik yönetimine ve ayrıntılarıyla ilgili olarak KAGK’lardaki analizleri yapmak için tasarlanan daha ileri amprik ve kavramsal araştırma projeleri için bazı önerilerle sonuçlanmaktadır.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2140 E-Hizmet Kalitesi ve Müşteri Memnuniyetinin Müşteri Davranışlarına Etkisinin Z Kuşağı Bağlamında Değerlendirmesi 2024-07-03T13:14:12+00:00 Ahmet Şeren aseren@dsi.gov.tr Metehan Tolon metehan.tolon@hbv.edu.tr <p>Amaç- E-hizmet kalitesinin; Z kuşağı bağlamında müşteri memnuniyeti, müşteri güveni ve müşteri davranışı üzerindeki etkisini değerlendirmektir. Yöntem- Türkiye’de Z kuşağında çevrimiçi tüketici olabilecek 449 kişiyle yapılan çevrimiçi bir anketten elde edilen veriler, yapısal eşitlik modellemesi kullanılarak test edilmiştir. Ankette kullanılan değişkenlere ait ifadeler Blut vd. (2015) tarafından geliştirilen ölçekler baz alınarak hazırlanmıştır. Araştırmada kullanılan E-Hizmet Kalitesi Hiyerarşik Modelinde, e-hizmet kalitesinin ölçümü için internet sitesi tasarımı, müşteri hizmetleri, güvenlik/gizlilik ve işlem gerçekleştirme olmak üzere dört boyut tanımlanmıştır. Bulgular- Analiz sonucunda, hiyerarşik modelde tanımlanan internet sitesi tasarımı, güvenlik/gizlilik ve işlem gerçekleştirme olmak üzere üç boyutunun, genel e-hizmet kalitesini istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde etkilediği, buna karşın tanımlanan müşteri hizmetleri boyutunun ise genel e-hizmet kalitesini istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde etkilemediği, ancak genel e-hizmet kalitesinin, müşteri davranışlarıyla istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde ilişkili olduğu görülmüştür. Tartışma- Türkiye’de hizmet veren e-ticaret işletmelerinin Z kuşağında müşteri memnuniyetini sağlaması için araştırma sonucunda ortaya çıkan genel e-hizmet kalitesini etkileyen boyutlar üzerine odaklanması, kaliteyi artırabilecek adımlar atması, teknoloji ile insan etkileşimini dengeleyen çok yönlü bir yaklaşım ortaya koyması önerilmektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2142 Özel Sektör İş Özgürlüğü, Bilgi ve İletişim Teknolojileri ve Girişimcilik: Seçilmiş G-20 Ekonomileri için Bir Nedensellik Analizi 2024-07-03T14:01:56+00:00 Nursel Aydıntuğ Myrvang naydintug@biruni.edu.tr <p>Amaç–Makalenin amacı, seçilmiş G-20 ülkelerinde 2002-2021 döneminde özel sektör iş özgürlüğü, bilgi ve iletişim teknolojileri ile girişimcilik arasındaki etkileşimi analiz etmektedir. Yöntem–Araştırma, özel sektör iş özgürlüğü, bilgi ve iletişim teknolojileri ile girişimcilik arasındaki etkileşimi, panel nedensellik testi ile analiz etmiştir. Bulgular– Panel düzeyi nedensellik analizi sonuçları, özel sektör iş özgürlüğü ile girişimcilik arasında karşılıklı bir etkileşim olduğunu, ancak girişimcilikten bilgi ve iletişim teknolojilerine doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, ülkeler düzeyinde yapılan nedensellik analizlerinin bulguları ise özel sektör iş özgürlüğü, bilgi ve iletişim teknolojileri ile girişimcilik arasındaki etkileşimin ülkeler arasında farklılık gösterdiğini ortaya çıkarmıştır. Tartışma–Nedensellik analizi bulguları özel sektör iş özgürlüğünün girişimciliğinin önemli bir belirleyicisi olduğunu göstermektedir. Diğer yandan, analiz sonuçları bilgi ve iletişim teknolojileri girişimcilik üzerinde anlamlı etkiye sahip olmadığını, ancak girişimciliğin bilgi ve iletişim teknolojileri üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2143 Application of Machine Learning Techniques to Predict Perceived Usability of Mobile Banking Apps in Türkiye 2024-07-03T14:03:54+00:00 Farid Huseynov fhuseynov@gtu.edu.tr Yavuz Selim Balcıoğlu ysbalcioglu@gtu.edu.tr Ceren Çubukçu Çerasi cerencubukcu@gtu.edu.tr <p>Purpose – Mobile banking applications have revolutionized the way individuals manage their finances, offering convenient access to banking services at any time and place. These apps have become indispensable for banks seeking to remain competitive, address their customers' changing needs, and gather valuable data on consumer behavior. Ensuring optimal system usability is vital for the success of such technologies, as it significantly influences user experience and adoption rates. This research investigates the perceived system usability scores of private and public banks in Türkiye. Design/Methodology/Approach – This study employs machine learning techniques to predict perceived system usability scores of mobile banking apps. The System Usability Scale (SUS) has been utilized to evaluate the perceived system usability. Factors considered in the prediction model include demographic data, system usage data, and device technical specifications. Findings - The research demonstrates that machine learning techniques can effectively predict the perceived usability of both public and private bank mobile apps. Key predictors of perceived usability included demographic details, mobile app usage experience, and technical specifications of the devices used. Factors such as age, gender, education, occupation, screen size, mobile operating system, mobile app usage frequency, and previous app experience significantly influence perceived usability. Discussion - The study highlights the potential of machine learning as a powerful tool in social science research, offering valuable insights into complex data sets and patterns. The findings of this research can offer valuable insights to system interface designers and human-computer interaction researchers examining system usability challenges.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2144 Kurumsal İmajın Hasta Sadakatine Etkisi 2024-07-03T14:06:18+00:00 Esra Fener efener@istinye.edu.tr Tuncay Köse tuncaykose@mu.edu.tr <p>Amaç – Sağlık kurumlarının faaliyetlerini sürdürebilmesi ve hizmetlerine devam edebilmesi, hizmet sunduğu hedef tüketicisine bağlıdır. Bu sebeple sağlık kurumlarının hizmet verdiği hedef kitlesinde nasıl algılandığının değerlendirilmesi önem kazanmaktadır. Hedef kitlelere kurumun iyi bir şekilde tanıtılması ve olumlu izlenim bırakılması ile oluşturulan kurumsal imaj, sağlık kurumlarının tercih edilmesine etki eden faktörler arasındadır. Sağlık hizmetlerinden faydalananların olumlu, olumsuz deneyimleri, sonraki kararlarına etki eden bir referans noktası oluşturmaktadır. Sağlık kurumlarının hedef kitlesinde olumlu tanınması, hasta devamlılığının sağlanması ve daha geniş kitlelere ulaşmasında temel öncülü oluşturmaktadır. Bu kapsamda araştırmanın amacı, sağlık kurumlarında kurumsal imaj ve sadakat düzeyinin belirlenmesi ve kurumsal imajın hasta sadakati üzerindeki etkisinin test edilmesidir. Yöntem – Araştırmada nicel verilere dayalı ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma verileri daha önce özel hastanelerden hizmet almış 446 kişiden anket yöntemi ile elde edilmiştir. Hipotezin testi için Yapısal Eşitlik Modellemesi (YEM) uygulanmıştır. Aynı zamanda frekans analizi, güvenilirlik analizi, korelasyon analizi, doğrulayıcı faktör analizlerinden yararlanılmıştır. Bulgular – Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre, İstanbul ilindeki özel hastanelerin kurumsal imaj ölçeği puan ortalaması (3,74 ±0,68) ve hasta sadakati ölçeği puan ortalaması (3,52 ±0,95) yüksek seviyede bulunmuştur. Kurumsal imajın, hasta sadakati üzerinde anlamlı ve pozitif etkisi bulunmaktadır (β=0,870, p&lt;0,05). Kurumsal imaj ortalaması, hasta sadakati ortalamasından daha yüksektir. Tartışma – Değişkenler arasındaki ilişkileri inceleyen araştırmalar bu araştırma bulgularını desteklemektedir. Hasta sadakati esnek bir yapıda olup sürdürülebilirliği ve arttırılması için çaba sarf edilmesi gerektiği söylenebilir. Sektörde sürdürülebilir rekabet üstünlüğü sağlamak ve hasta sadakati oluşturmak isteyen sağlık kurumları ve yöneticilerine kurumsal imaj çalışmalarına önem vermeleri önerilmektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2145 Türkiye’de Marka Değerleme ile İlgili Yazılan Lisansüstü Tezlerin Bibliyometrik Analizi 2024-07-03T14:08:27+00:00 Mehmet Arif Tuncer mehmetariftuncer@gmail.com <p>Amaç – Bu çalışmanın amacı marka değerleme konusunda hazırlanan lisansüstü tezlerin bibliyometrik analiz yöntemi kullanılarak özelliklerinin ortaya konularak, literatürde marka değerleme kavramına dair yapılacak olan araştırmalara yol göstermektir. Yöntem - Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Tez Merkezi’nin veri tabanında bulunan, 2005 2005-2023 yılları arasında çalışılmış yüksek lisans ve doktora tezleri “marka değerleme” ve “brand valuation” anahtar kelimesiyle Türkçe ve İngilizce olarak taranmış ve erişim izni bulunan 47 adet tez olduğu tespit edilerek, tamamı çeşitli parametreler çerçevesinde bibliyometrik analiz yöntemi yardımı ile incelenmiştir. Bulgular – Araştırma sonuçlarına göre marka değerleme alanında Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi’nde yayımlanan lisansüstü tez çalışmalarının genel olarak marka değeri, Hirose Modeli, marka, royalti, BIST, Brand Finance, firma değeri, finansal yöntemler, marka değerleme yöntemleri, piyasa değeri, marka algısı, değerleme, uluslararasılaşma süreci, karlılık, finansal performans, marka farkındalığı, marka değerinin muhasebeleştirilmesi, marka gücü, marka imajı ve marka itibarı konuları ile ilişkilendiril diği tespit edilmiştir. Tartışma – Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre marka değerlemenin daha ziyade yalnızca finans odaklı ya da yalnızca davranış odaklı değerleme metotlarıyla daha fazla ilişkilendirildiği bulgulanmıştır. Her iki yöntemi de bünyesinde barındıran tezlerin sayısının art masının, ortaya konulacak marka değerinin daha kapsayıcı olması ve araştırmanın literatüre sunacağı katkının artması noktasında anlamlı olacağı düşünülmektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2146 Yaşam Doyumu, Dindarlık ve İş Tatmini İlişkisi: Bayesci Doğrusal Olmayan Yapısal Eşitlik Modeli 2024-07-03T14:09:59+00:00 Murat Yıldırım murat.myildirim@gop.edu.tr <p>Amaç – Bu çalışma, yaşam doyumunu açıklamada dindarlık ve iş tatmininin doğrusal ve doğrusal olmayan ilişkilerini araştırmayı hedeflemektedir. Yöntem – Çalışmanın amacını gerçekleştirebilmek güçlü ve sağlıklı çıkarımlar elde edebilmek için ilgili literatür incelemeleri yoluyla belirli bir toplumu ana kütle olarak seçme işlemi gerçekleştirilmiştir. Bu seçim işleminin yanı sıra ana kütleyi temsil edecek bir örneklemin elde edilmesine dikkat edilmiştir. Bu iki kriter sonucunda çalışmanın verisi, Dünya Değerler Anketi projesinde toplanan Üniversiteler Arası Politik ve Sosyal Araştırma Konsorsiyumu veri setinin sadece Amerika Birleşik Devletleri’ne ait kısmından alınmıştır. Kayıp veriler çıkartıldığında kalan örneklem hacmi 520’dir. Kurulan model, iş tatmini ve dindarlığın yaşam doyumuna olan doğrusal ilişkilerine ek olarak etkileşim değişkeni ile birlikte kuadratik değişkenleri içermektedir. Çalışmada model çıkarımları için Bayesci istatistik yaklaşımı, WinBUGS programı vasıtasıyla kullanılmıştır. Bulgular – Doğrusal ilişkide elde edilen bulgular, iş tatmini ve dindarlığın yaşam doyumunu istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif yönde etkilediğini göstermiştir. Doğrusal olmayan ilişki de ise sadece dindarlığın kuadratik değişkenin istatistiksel olarak anlamlı olduğu elde edilmiştir. Anlamsız çıkan ilişkiler ise iş tatminin kuadratik değişkeni ve dindarlık ile olan etkileşim değişkeni olmuştur. Anlamlı çıkan sonuçlar literatüre göre oldukça makuldür. Tartışma – Yaşam doyumundaki bireysel farklılıklardan kaynaklanan dalgalanmaları ele almak için bir dizi kontrol değişkenin ele alınması, verilerin homojenliğe sahip farklı bölgelerden elde edilmesi ilişkideki ayrıntıların netleşmesini sağlayacaktır. Ek olarak dindarlığın çok boyutlu yapısı ile birlikte iş tatminin yaşam doyumuna olan ilişkisinde öne sürülen hipotezlerin araştırılması ise nedensellik mekanizmasındaki evrenselliği netleştirecektir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2147 Jeopolitik Risklerin ve CDS Primlerinin Borsalardaki Yerli ve Yabancı Yatırımcı Sayısı Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi: Borsa İstanbul’dan Kanıtlar 2024-07-03T14:11:30+00:00 Mert Baran Tunçel mbtuncel@sirnak.edu.tr <p>Amaç- Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin jeopolitik riski ve CDS priminin Borsa İstanbul’daki yerli ve yabancı yatırımcı sayısı üzerinde etkisi olup olmadığını Ocak 2010- Aralık 2023 dönemine ait aylık veriler kullanarak eşbütünleşme ve nedensellik testleri aracılığıyla ortaya koymaktır. Yöntem- Çalışmada, zaman serisi analizlerinden faydalanılmıştır. Değişkenlerin durağanlığı Carrion-i Silvestre (2009) birim kök testi ile sınanmıştır. Değişkenler arası eşbütünleşik ilişki Maki (2012) eşbütünleşme testi ile incelenmiştir. Son olarak değişkenler arası nedensellik ilişkisi ise Fourier Toda-Yamamoto testi ile tespit edilmeye çalışılmıştır. Bulgular- Türkiye’nin jeopolitik riski ile Borsa İstanbul’daki yabancı yatırımcı sayısı arasında uzun dönemli bir ilişki varken Türkiye’nin jeopolitik riski ile Borsa İstanbul’daki yerli yatırımcı sayısı arasında uzun dönemli bir ilişki bulunmamaktadır. Türkiye’nin CDS primi ile Borsa İstanbul’daki hem yerli yatırımcı sayısı hem de yabancı yatırımcı sayısı arasında uzun dönemli bir ilişki olduğu görülmektedir. Ayrıca, Türkiye’nin jeopolitik riski ve CDS primi ile Borsa İstanbul’daki hem yerli yatırımcı sayısı hem de yabancı yatırımcı sayısı arasında nedensellik ilişkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Tartışma- Analizlerde elde edilen sonuçlar incelendiğinde, yabancı yatırımcıların hem Türkiye’nin jeopolitik riskini hem de CDS primini takip ettiklerini söyleyebiliriz. Yerli yatırımcıların ise CDS primini dikkate aldıkları görülürken jeopolitik riski dikkate almadıklarını söyleyebiliriz. Sonuçlardaki farklılıklar, yerli ve yabancı yatırımcının farklı risk algısı ve yatırım perspektifine sahip olduklarından kaynaklı olabilir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2148 Kurumsal Sürdürülebilirlik Analizi için Bütüncül Bir Bakış Açısı: BIST Katılım Sürdürülebilirlik Endeksi Hizmet Sektörü Şirketleri Üzerine Bir Uygulama 2024-07-03T14:13:15+00:00 Şahay Ok sahayok@karabuk.edu.tr Furkan Göktaş furkangoktas@karabuk.edu.tr <p>Amaç – Sürdürülebilirlik gelecek nesillerin varlıklarını devam ettirebilmesi için gerekli olan kaynakları yok etmeden bugünkü neslin varlığını sürdürmesi olarak tanımlanabilir. Günümüzde işletmelerin sadece finansal performansları değil sürdürülebilirlik performansları da paydaşlar için göz ardı edilemez bir faktör haline gelmiştir. Bu çalışma BIST katılım sürdürülebilirlik endeksi hizmet sektörü şirketlerinin sürdürülebilirlik performansının analizini tek bir periyot bazında bütüncül bir bakış açısıyla ortaya koymayı amaçlamaktadır. Yöntem – Bu çalışmada bir bulanık çok kriterli karar verme (ÇKKV) yaklaşımı olan Dayanıklı Teorik Bulanık Değerlendirme Sistemi (R-FES) kullanılmıştır. Ayrıca bazı temel yöntemlerin (Laplace, Wald ve Hurwicz kriterlerinin) çoklu karar matrislerine uzantıları, R-FES sonuçlarını karşılaştırmada kullanılmıştır. Bulgular – Çalışma kapsamında BIST katılım sürdürülebilirlik endeksi hizmet sektörü şirketleri analiz edilmiştir. Veriler Refinitiv Eikon veri tabanından alınarak objektif bir analiz yapılmıştır. 2019-2021 periyotu için R-FES ile bulunan sürdürülebilirlik sıralaması; ENJSA, PGSUS, DOAS, THYAO, AKSEN, BIMAS, MPARK ve MAVI şeklindedir. Tartışma – Söz konusu şirketlerin R-FES ile elde edilen sürdürülebilirlik skorları nonnegatiftir ve toplamları 1’e eşittir. Bu skorlar sürdürülebilir portföy seçimi için girdi olarak kullanılabilir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2149 Politik Risk ve Firma Yatırımları: Gelişmekte Olan Piyasalarda Bir Araştırma 2024-07-03T14:15:55+00:00 Ferhat Demirci ferhatdemirci@outlook.com Semra Karacaer semra@hacettepe.edu.tr <p>Amaç – Politik risk belirli coğrafyalarda ve gelişmekte olan piyasalarda yaygın bir sistematik risk türüdür. Politik riskler yatırım dinamiklerini etkilemektedir. Araştırmanın amacı yüksek politik riskli gelişmekte olan piyasalarda politik riskin firmaların yatırım düzeylerine etkisini tespit etmektir. Yöntem – Araştırma örneklemi Brezilya, Çin, Mısır, Hindistan, Endonezya, Meksika, Peru, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Tayland ve Türkiye borsalarında yer alan firmalardan oluşmaktadır. Örneklemi oluşturan ülkeler politik risk derecelendirmelerine göre yüksek polit ik riskli ülkelerdir. Araştırma periyodu 2008 2008-2020 arası dönemdir. Araştırmada politik riskin firma yatırımlarına etkisini tespit etmek için panel regresyon analizi sabit etkiler tahmincisi kullanılmıştır. Bulgular – Elde edilen regresyon bulgularına göre politik risk firma yatırımlarını olumsuz etkilemektedir. Ancak bu ilişki genellenebilir değildir ve ülke düzeyinde yapılan analizlerde farklılaşmaktadır. Ülke düzeyinde analizlere göre politik risk; Brezilya, Çin, Hin distan, Endonezya, Peru ve Güney Afrika’da firma yatırımlarını olumsuz etkilemektedir. Tartışma – Araştırma kapsamında önerilen regresyon modelinde yer alan kontrol değişkenlerinin firma yatırımlarına etkisi teorik beklentiye ve literatüre uyumludur. Nakit akış oranı, Tobin Q oranı, nakit oranı ve firma büyüklüğü yatırım düzeylerini olumlu etkilemekted ir. Finansal kaldıraç düzeyi ve yatırım düzeyi arasındaki ilişki ise negatiftir. Politik riskin firma yatırımlarına etkisi ise ülkelere göre farklılaşmaktadır.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2151 Bilgi Paylaşımının Örgütsel Yaratıcılığa Etkisinde Örgüt İkliminin Aracı Rolü 2024-07-03T18:37:39+00:00 Abdullah Affan Başar abdullahbasar@stu.aydin.edu.tr Necmiye Tülin İrge necmiyeirge@aydin.edu.tr <p>Amaç – Araştırmanın amacı, çalışana yönelik bilgi paylaşımının örgütsel yaratıcılığa etkisinde örgüt ikliminin aracı rolünü yapısal eşitlik modeli ile belirlemektir. Yöntem – Araştırmada, bağımlı değişken örgütsel yaratıcılık, bağımsız değişken bilgi paylaşımı ve aracı değişken örgüt iklimi olarak ele alınmış ve ilişkisel tarama modeli yapılmıştır. Anakütle İstanbul’da hizmet sektörü firmalarının çalışanları, örneklem gönüllü katılım sağlayan 587 çalışandır. Yüzyüze ve online anket yöntemi veri toplama araçları olarak kullanılmıştır. Ölçekler, geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılan, beşli likert yapısında, bilgi paylaşımı, örgütsel yaratıcılık ve örgüt iklimidir. Elde edilen verilerin analizi için Açıklayıcı Faktör Analizi (AFA) uygulanmış, faktörlerin başarılı şekilde etki ettikleri görülmüş ve ölçekler soru çıkarılmadan orijinal formunda kullanılmıştır. Daha sonra uyum iyiliği sonuçlarının uygunluğu Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) kullanılarak belirlenmiş ve tüm ölçeklerde faktör yapısı doğrulanmıştır. Yapısal Eşitlik Modeli (YEM) kullanılarak modele yönelik ilişkiler tespit edilmiş, Bootstrap analizi kullanılarak örgüt ikliminin bilgi paylaşımı ile örgütsel yaratıcılık arasında aracılık görevinin anlamlılığını incelenmiştir. Bulgular – Araştırmada ilk olarak bilgi paylaşımının örgütsel yaratıcılık üzerindeki etkisini incelemek amacı ile YEM uygulanmıştır. Elde edilen sonuca göre bilgi paylaşımının örgütsel yaratıcılık üzerinde 0.586 br. artırıcı ve istatistiki anlamlı etkiye sahip olduğu görülmüş buradan hareketle örgüt ikliminin aracı rolü için tekrar YEM uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlarda bilgi paylaşımının beklendiği gibi örgütsel yaratıcılık üzerindeki etkisi düşmüş (0.521 br.) ve örgüt iklminin bilgi paylaşımı ve örgütsel yaratıcılık ilişkisinde aracılık rolünün anlamlı olduğu görülmüştür. Bilgi paylaşımının örgüt iklimi üzerinde (0.413 br.) ve örgüt iklminin örgütsel yaratıcılık üzerinde (0.550 br.) artırıcı ve istatistiki anlamlı etkiye sahip olduğu görülmüştür. Tartışma – Bilgi paylaşımı, örgütsel yaratıcılığı geliştirme ve yönlendirme anlamında etkilidir. Bilgi paylaşımı ve yaratıcılık sürecinde örgüt ikliminin özellikleri, davranışları ve uygulamaları etkileyebilme kapasitesi bağlamında önem arz etmektedir. Bu çalışmada bilgi paylaşımının örgütsel yaratıcılık ve örgüt iklimi üzerinde pozitif etkili ve örgüt ikliminin bilgi paylaşımı ile örgütsel yaratıcılık ilişkisinde aracılık rolünün olduğu görülmüştür. Elde ettiğimiz veriler ışığında çalışana yönelik olarak örgütlerde bilgi paylaşımının teşvik edilmesi, her çalışanın bilgiye ulaşabileceği yöntemlerin geliştirilmesi, bilgi demokrasisi sağlanması ve açık iletişim kanalarının artırılması hem örgüt iklimini pozitif yönde etkileyecek hem de örgütsel yaratıcılığa katkı sunacaktır. Değişkenlere yönelik araştırmaların kısıtlı olması nedeniyle çalışmanın farklı sektörlerde farklı örneklemler için genişletilebileceği düşünülmektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2152 Sivil Havacılıkta Gece Çalışmasının İş Yaşam Dengesi, Algılanan Stres ve Mental İyi Oluş Açısından Değerlendirilmesi 2024-07-03T18:40:30+00:00 Seda Mumlu Karanfil sedamumlu@gmail.com <p>Amaç – Endüstri ilişkilerinin gelişmesi ile 7/24 bir hizmet anlayışı doğmuş ve gece çalışmalarının yapılma sıklığı da artmıştır. Gece çalışması yapacak kişilerin sağlık durumlarının gece çalışmasına uygun olması gerekmektedir ancak gece çalışmaları da bireyler üzerinde bir takım sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Bunlarda ilki günün hareketli ve aydınlık saatlerinde uyuması gereken kişinin işine ve ailesine karşı dengeli vakit ayıramamasından kaynaklanmaktadır. Diğer bir sorun ise gece uyuması ve dinlenmesi gereken vakitte bireyin çalışması ve sirkadiyen ritminin bozulmasıdır. Sirkadiyen ritmin bozulması kişinin psikolojik sorunlar, stres yaşamasına mental sağlığının bozulmasına neden olabilmektedir. Bu bağlamda araştırmada, çalışanların iş yaşam dengelerinin algıladıkları stres üzerindeki etkisi ve bu etkide mental iyi oluşun aracı rolünün olup olmadığının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Yöntem – Araştırmaya İstanbul ilinde havacılık sektöründe çalışan 226 kişi katılmıştır. Araştırma verileri anket yöntemi ile elde edilmiş ve veriler SPSS 24 analiz programı ve Process Macro (model 4) ile analiz edilmiştir. Bulgular – Araştırmada elde edilen bulgulara göre çalışanların iş yaşam dengelerinin bozulması algıladıkları stresi önemli ölçüde etkilemekte ve bu etkide mental iyi oluşun orta düzeyde bir aracı rolü bulunmaktadır. Ayrıca çalışanların iş yaşam dengeleri, algıladıkları stres ve mental iyi oluşlarının cinsiyet, medeni durum, eğitim ve yaşa göre anlamlı bir şekilde farklılaşmadığı tespit edilmiştir. Tartışma – Elde edilen bulgular özellikle gece çalışması yapan bireylerin iş yaşam dengelerini arttırıcı bir takım düzenlemelerin hayata geçirilmesinin ve algılanan stresi azaltma ile mental iyi oluş bakımından önemli olduğunu ortaya koymaktadır.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2153 Finansal Yatırımlar: BIST 100’de İşlem Gören Finansal Olmayan Şirketler Üzerine İnceleme 2024-07-03T18:43:20+00:00 Pınar Okan Gökten pinar.okan@hbv.edu.tr Batuhan F. Mollaoğulları b.mollaogullari@cbu.edu.tr Burak Özdoğan burak.ozdogan@cbu.edu.trq <p>Amaç – Bu çalışma ile Borsa İstanbul 100 endeksinde (BIST 100) işlem gören finansal olmayan şirketlerin bilançolarındaki finansal yatırımlar kalemi özelinde dipnot açıklamaları dikkate alınarak şirketlerin esas faaliyet konuları harici hangi finansal yatırım enstrümanlarını nasıl kullandıklarının tespit edilmesi ve bu çeşitliliğin finansal tablolara etkisinin tartışılması amaçlanmıştır. Yöntem – Bu araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. BIST 100 endeksine dahil, sektör itibariyle mali kuruluşlar içinde yer almayan şirketlerin 2020 – 2021 – 2022 yılları yıllık finansal durum tablolarından elde edilen finansal yatırımlar verisi kullanılarak, şirketlerin yaptıkları finansal yatırımların, şirketlerin finansal durum tablosu, hasılatları ve elde ettikleri karlar üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bulgular – Fiyat hareketlerinin normal olduğu dönemler ile fiyat hareketlerinin istikrarsız olduğu dönemlerde, şirketlerin faaliyet konuları dışında yaptıkları finansal yatırımlar farklılık göstermektedir. BIST 100 endeksine dahil ve sektör itibariyle mali kuruluşlar içinde yer almayan şirketlerin 2020 – 2021 – 2022 yıllarındaki finansal yatırımlar kalemi, ayrıntılı olarak incelendiğinde 2021 – 2022 yılında “Kur Korumalı Mevduat” yatırımının ve hisse senedi (iştirak vb.) yatırımlarının öne çıktığını nispeten enflasyonun ve faizlerin düşük olduğu 2020 yılında ise bono ve tahvil (yerli, yabancı) yatırımlarının ağırlık kazandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca enflasyondaki hareketlilikten kaynaklı olarak 2022 yılında, şirketlerin diğer yıllara nazaran hem uzun vadeli hem kısa vadeli finansal yatırımlarının sayısal anlamda daha fazla olduğu dikkat çekmektedir. Tartışma – Genel ekonomik şartlar şirketlerin finansal yatırımlar kaleminin içeriğinde farklılaşmalar meydana getirebilmektedir. Dolayısıyla şirketlerin, esas faaliyet konusu alanlarının dışına fon aktarırken bu durumun finansal durum tablosu ve finansal performans tablosuna etkisini değerlendirmeleri gerekmektedir. Öte yandan şirketlerin finansal yatırımlarının bütün itibariyle finansal tablolara etkisinin esas faaliyetleri gölgelememesi gerekliliği de kritik unsurlardandır.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2154 Kurumsal Dijital Olgunluk Ölçeği (KUDOM): Geçerlilik ve Güvenirlik Çalışması 2024-07-03T18:47:09+00:00 Hasan Tutar hasantutar@ibu.edu.tr Ahmet Tuncay Erdem ahmeterdem@ibu.edu.tr <p>Amaç – Dijital olgunluk son zamanlarda hızla gelişen dijital iş ortamlarında önemli bir başarı faktörüdür. İnovatif iş modelleri, yeni dijital örgütsel yapı ve modellerinde kurumların dijital olgunluk düzeyleri rekabet avantajı bakımından büyük önem taşımaktadır. Kurumsal Dijital Olgunluk Ölçeği, katılımcıların kurumların dijital olgunluk düzeylerine ilişkin algılarını ölçmek amacıyla geliştirilmiştir. Yöntem – Çalışmanın dijital olgunluğun temel bileşenleri incelemekte ve dijital bir zihniyet geliştirmenin, inovasyonu teşvik etmenin ve teknolojik değişimi benimsemenin önemini kavramaya yardımcı olacağı düşünülmektedir. Kurumsal Dijital Olgunluk Ölçeği, ölçek geliştirme sürecinde önce potansiyel öğelerden oluşan, literatür taraması ve görüşmelerden elde edilen verilere dayalı madde havuzu oluşturulmuştur. Daha sonra pilot çalışma yapılarak ifadelerin sadeleştirilmesi, test-tekrar test analizi, doğrulayıcı ve keşfedici yapı analizleri yapılmıştır. Daha sonra madde sadeleştirmede yapı, uyum ve ayrım geçerliği ile güvenirlik testleri yapılmıştır. Test-tekrar test analizi ile ölçeğin anlaşılırlığı analiz edilmiştir. Bulgular – Çalışma sonuçları, Kurumsal Dijital Olgunluk Ölçeği'nin, ölçekteki maddelerin birbirleriyle yüksek korelasyona sahip olduğuna yani tüm soruların aynı temel yapıyı ölçtüğü anlamına gelen yüksek bir iç tutarlılığa sahip olduğunu göstermektedir. Ölçeğin aynı zamanda zaman içindeki kararlılığını ifade eden, test-tekrar test güvenilirliğine, verilerin altında yatan yapıyı belirlemek için keşfedici ve uygun bir yapı geçerliliğine sahip olduğunu göstermektedir. Tartışma – Analiz bulguları Kurumsal Dijital Olgunluk Ölçeğinin kurum yöneticilerinin ve çalışanlarının kurumsal dijital yeterlilik algılarının ölçülmesinde güvenilir ve geçerli bir ölçek olduğunu göstermektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2155 Akıllı Müşteri Deneyimi Ölçeği: Türkçeye Uyarlama, Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması 2024-07-03T18:50:18+00:00 Ayşe Cingöz aysecingoz@erciyes.edu.tr Zahide Kübra Koçak zahidekubrakocak@erciyes.edu.tr <p>Amaç – Bu çalışmanın amacı; akıllı müşteri deneyimi konusunda kavramsal bir çerçeve sunmak ve Roy vd. (2017) tarafından geliştirilen Akıllı Müşteri Deneyimi Ölçeğinin (Smart Customer Experience Scale) Türkçe uyarlamasını gerçekleştirmektir. Yöntem – Çalışmada Öztürk vd. (2015) ve Büyüköztürk vd. (2020) tarafından belirlenen ölçek uyarlama adımları takip edilmiştir. Buna göre uyarlama kapsamında ön hazırlık, dil eş değerlik çalışmaları ve psikometrik özelliklerin incelenmesi (geçerlik ve güvenirlik) aşamaları gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya son altı ay içerisinde akıllı perakende teknolojileri (APT) kullanarak alışveriş deneyimi yaşayan tüketiciler dahil edilmiştir. Buna göre geçerlik ve güvenirlik çalışmaları kapsamında 146 tüketiciden elde edilen verilerle açımlayıcı faktör analizi, 306 katılımcıdan elde edilen verilerle doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır. Analizlerde SPSS ve SmartPLS programları kullanılmıştır. Bulgular – Elde edilen bulgulara göre ölçeğin orijinalinde olduğu gibi beş boyutlu yapısını koruduğu hem birinci düzey hem de reflektif-reflektif ikinci düzey geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu görülmüştür. Bu bağlamda Akıllı Müşteri Deneyimi Ölçeği’nin Türkiye’de yapılacak araştırmalarda hem birinci düzey hem de üst düzey bir yapı olarak kullanılabileceği değerlendirilmiştir. Tartışma – Mevcut çalışmanın pazarlama literatürüne, araştırmacılara ve pazarlama yöneticilerine katkı sunacağı öngörülmektedir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2156 Sahiplik Yapısının Finansal Performans ve Firma Değeri Üzerindeki Etkisi: BIST 100 Firmaları Üzerine Bir Uygulama 2024-07-03T18:52:35+00:00 Metin Seyhan mseyhan@sirnak.edu.tr <p>Amaç – Firmalarda öz sermayenin ortaklar arasındaki dağılımına bağlı olarak yoğunlaşmış ve yoğunlaşmamış sahiplik yapıları oluşmaktadır. Bu sahiplik yapılarının finansal performans ve firma değeri üzerinde etkili olması beklenir. Bu çalışma, BIST 100 Endeksi’nde istikrarlı bir şekilde yer alan 24 firmanın sahiplik yapısının finansal performans ve firma değeri üzerinde etkisinin incelenmesi amacıyla yapılmıştıyapılmıştır. Yöntem – Çalışma, 2010 2010-2022 dönemini kapsamakta olup bu dönemdeki veriler panel veri analizi yöntemiyle incelenmiştir. Finansal performansı temsilen aktif karlılık oranı (ROA) ve firma değerini temsilen Tobin Q oranı (TOBINQ) bağımlı değişkenler olarak kullanılmışt ır. Çalışmanın bağımsız değişkenleri; en büyük ortağın sermaye payı (BOP), en büyük iki ortağın sermaye payı (B2OP), halka açıklık oranı (HAO), firma büyüklüğü (BUY) ve finansal kaldıraç oranı (FİNK)’dır. Modelin açıklama gücünü artırmak için kont rol değişkeni olarak kurumsal ortağın payı (KOP) ve yabancı ortağın payı (YOP) analize dahil edilmiştir. Bulgular – Sahiplik yapısının finansal performans üzerindeki etkisini görmek amacıyla yapılan analiz sonucunda; B2OP ve HAO değişkenleri finansal performansı pozitif yönde etkilerken, BOP, FİNK, KOP ve YOP değişkenleri negatif yönde etkilemektedir. BUY değişkeni ile finansal performans arasında anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir. Sahiplik yapısının firma değeri üzerindeki etkisini görmek amacıyla yapılan analiz sonucunda; FİNK değişkeni firma değerini pozitif yönlü etkilerken, BOP, HAO, BUY ve KOP deği şkenleri negatif yönlü etkilemektedir. B2OP ve YOP değişkenleri ile firma değeri arasında anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir. Tartışma – Çalışma, firmaların sahiplik yapısının finansal performans ve firma değerini etkilediğini göstermiş ve bu bulgular vekalet teorisi ile uyumlu bulunmuştur.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2157 Sigortacılık Sektöründe Hizmet Kalitesinin Değerlendirilmesi: AHS ve TOPSIS Yöntemi 2024-07-03T18:56:14+00:00 Haşim Özüdoğru hasim.ozudogru@hbv.edu.tr Hakan Uzun dr.uzun.hakan@gmail.com <p>Amaç – Rekabetin yoğunlaştığı ve küresel boyuta ulaştığı günümüz dünyasında sigorta firmaları, müşteri memnuniyetini artırmak ve rekabet avantajı elde etmek için hizmet kalitesini sürekli olarak iyileştirmek zorundadır. Genel olarak hizmet kalitesi, bir firmanın müşterilere sağladığı hizmetin genel niteliğini, kullanım amacına uygunluğun ve müşteri memnuniyet düzeyini ifade etmektedir. Hizmet kalitesinin ölçülmesi için birçok farklı yöntem bulunmaktadır. Tüm bu açıklamalardan sonra bu çalışmanın amacı, sigortacılık sektöründe hizmet kalitesinin AHS (Analitik Hiyerarşi Süreci) ve TOPSIS (Technique for Order Preference by Similarity to Ideal Solutions) yöntemiyle değerle ndirilmesidir. Yöntem – Bu çalışmada, sigortacılık sektöründe hizmet kalitesinin değerlendirilmesinde AHS ve TOPSIS yöntemleri kullanılmıştır. Söz konusu yöntemler, çok kriterli karar verme süreçlerinde kullanılan matematiksel ve analitik yaklaşımlar olup hizmet kalitesini değerlendirmek için de sıklıkla kullanılmaktadır. Bulgular – Sigortacılık sektöründe hizmet kalitesinin değerlendirilmesi sürecinde kullanılan AHS yönteminin sonuçlarına göre hizmet kalitesini etkileyen en önemli ana kriter sırasıyla firmaya güvenilirlik, fiziksel özellikler, müşteriye duyarlılık ve hizmete ulaşılabilirlik şeklindedir. Analize dâhil edilen 4 (dört) sigorta firmasının hizmet kalitesi sıralaması ise D Sigorta, C Sigorta, A Sigorta ve B Sigorta olarak tespit edilmiştir. TOPSIS yönteminin uygulanmasında ise AHS yönteminden elde edilen veriler kullanılmış ve analize dâhil edilen firmalarının hizmet kalitesi sıralaması AHS yöntemiyle aynı şekilde bulunmuştur. Böylece kullanılan yöntemlerin ve anketi dolduran bireylerin tutarlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Tartışma – AHS ve TOPSIS yöntemleri, sigorta firmalarının hizmet kalitesini değerlendirme sürecinde kullanılması karar vericilere değerli bir rehberlik sağlayabilmektedir. AHS yönteminin kullanılmasıyla sigorta şirketleri hizmet kalitesini etkileyen farklı faktörlerin önem derecelerini belirleyebilir ve söz konusu faktörler önceliklendirebilir. Örneğin, çalışmada olduğu gibi firmaya güvenilirlik, fiziksel özellikler, müşteriye duyarlılık ve hizmete ulaşılabilirlik gibi faktörlerin önem dereceleri kullanılarak firmalar stratejik kararlar alabilir. Bunun yanı sıra alt faktörlerin de alternatifler nezdinde değerlendirilmesi sonuçlarını kullanan sigorta firmaları hangi alt kriteri yatırım yapması gerektiğine karar verebilir.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2158 Sosyal Ağların Örgütsel Sapma Davranışı Üzerinde Olumsuz Duygu Durumunun Etkisi: Afyonkarahisar Otel İşletmelerinde Bir Araştırma 2024-07-03T18:58:31+00:00 Emine Ağtaş agtaseminee@gmail.com Hasan Hüseyin Soybalı hsoybali@aku.edu.tr <p>Amaç - Çalışanlar örgüt içinde farklı nedenlerle kendi sosyal ağlarını oluşturmaktadırlar. Bu ağlar çalışanların motivasyonlarını ve performanslarını olumlu yönde etkileme potansiyeline sahip olduğu gibi, dışlanan çalışanlara ve örgüt için zararlı olabilecek davr anışlara yol açma potansiyeline de sahip olabilir. Belli bir gruba dahil olamayan kişilerin olumsuz duygu durumuna gireceği ve bu durumun da örgütsel sapma davranışını kaçınılmaz kılacağı düşünülmüştür. Buradan hareketle; bireylerin iş yerindeki sos yal ağ nedenleri, ağın dışında kaldıklarındaki duygu durumları ve bu sosyal ağlardaki ilişkilerin işe nasıl yansıdığını araştırmak çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Yöntem - Bu amaç doğrultusunda amaçlı ve kolayda örneklem yöntemi kullanılmıştır. Yüz yüze derinlemesine görüşmeler yapılarak veriler toplanmıştır. Verilerin analizinde tümevarımsal analiz yöntemi kullanılmıştır. Bulgular - Elde edilen analizler sonucunda, katılımcıların sosyo sosyo-kültürel özelliklerinin (yaş, medeni durum, eğitim durumu ve aylık gelir) sosyal ağ kurma ve örgütsel sapma davranışlarında farklılıklara sebep olduğu ve ağın dışında kalan bireyin gösterdiği sapma dav ranışında özellikle olumsuz duygu durumunun etkili olduğu tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda ek olarak katılımcıların sapma davranışları sırasıyla; politik davranışla ilgili sapma sapma, üretim ile ilgili sapma sapma, mülkiyetle ilgili sapma, kişisel sal dırganlık davranışında sapma da görülmüştür. Tartışma – Sosyal ağların örgütsel sapma üzerindeki etkisinde olumsuz duygu durumu önemli rol oynamaktadır. Otel yöneticileri ağın dışında kalan iş görenlerin duygu durumlarını anlamalı ve örgüt içinde duygu ve davranış bozukluklarına sebep olabilecek her türlü ilet işim şekline, yönetici davranışlarına ve yönetsel süreçlere özellikle dikkat etmeli ve çözüm önerileri geliştirmelidir. Çalışanların olumsuz duyguları fark edildiğinde ve gerekli tedbirler alındığında, çalışan sapma davranışının önüne geçilmiş olunacaktır.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024 https://isarder.org/index.php/isarder/article/view/2159 Critical Welcoming to Railway Transportation and Logistics in Oman: Views of Local Experts 2024-07-03T19:02:57+00:00 Sedat Yüksel s.yuksel@aku.edu.tr Rania Al-Majrafi ms.rms98@gmail.com Muhammad Rehan Shaukat muhammad.shaukat@utas.edu.om <p>Purpose – By analyzing the perceptions and expectations of logistics and transportation experts in Oman, the study aims to get answer whether if Oman is ready for railway transportation and logistics, or not. Design/methodology/approach – The study is descriptive and relied on first-hand quantitative data research. In January 2023 in Oman, the data was obtained from logistics professionals, academics, and governmental and private sector specialists. The questionnaire has been designed in-depth and in-length format based on scientific and specific investigation context to get answer the following research questions: 1. What are some of the goals that Oman has set for its railway transportation? 2. What are the potential benefits of using railroads for logistics in Oman? 3. What are some of the challenges that Oman's railway transportation and logistics face? Findings – The overall interpretation of the data validated the participants' positive attitudes and optimistic thoughts towards Oman's railway logistics. Although the second largest factor is the lasting effect of economic growth, the participants identified environmental risks such as geotechnical qualities, climate, rugged terrain, sand dunes, and temperature as the greatest threat.. Discussion – Most participants felt that Public-Private Partnership would be the optimal operator for Oman's railroads. The Omani Government may run participative decision-making mechanisms with stakeholders in logistics. At the early-stage collaborations may facilitate further executive and operative strategic allies of PPP. The study recommends further actions in both academia and policymaking in the light of the findings of empirical research.</p> 2024-07-04T00:00:00+00:00 Telif Hakkı (c) 2024